Sağlık Çalışanları İçin Covid-19 Bulaşı Bir Meslek Hastalığıdır- Ö. Özkan Özdemir

Covid-19 maruziyeti açısından yüksek risk altında çalışan sağlık çalışanları için hastalığı varsayımsal olarak işyerinden kaptığı önemli bir karinedir. Karinelerin aksi ispat edilmedikçe kabulü gereklidir.

Bernardio Ramazinni (1633-1714) yazdığı meslek hastalığı kitabında anamnezde mesleğin önemini vurgulamış, hastalık ile iş ilişkisi üzerinde durmuştur. Hastaların şikayetini dinlerken aldığımız öyküye yeni bir soru eklemiştir. Mesleğiniz nedir? İşin vücuda etkileri üzerinde durmuş, çalışma sırasında dinlenme periyodları önermiş egzersizin önemini vurgulamıştır. Dolayısıyla birtakım hastalıklarda yaptığınız iş önemlidir. Fiziksel, biyolojik, kimyasal birçok etmenler bazı mesleklerde hastalık yapıcı etkisi daha fazladır. Covid-19’da biyolojik bir etkendir ve işe özgüdür. Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) yayınladığı bir raporda covid-19 maruziyetinde bazı mesleklerde çalışanlar için (sağlık, tarım, sanitasyon, atık çalışanları) yüksek riskli olarak değerlendirmektedir. 

Mevzuata göre Meslek hastalığı kavramı; işin niteliğinden dolayı süreç içerisinde tekrarlanan bir sebepten olması, işin yürütüm şartlarından kaynaklanan fiziksel, çevresel, sosyal unsurlar sonucu geçici ve sürekli hastalık ortaya çıkması, iş veya işyeri koşulları arasında illiyet bağının olması ve yaptığı işin sonucu olması gerekir. İLO “hastalığa sebep olan birçok etken içinde işle ilişkili faktörlerin de bulunduğu hastalıklar” olarak tanımlamaktadır. Liste dışında işe bağlı hastalıkları da örneğin ergonomiye bağlı baş boyun ağrılarını meslek hastalığı olarak saymıştır. DSÖ benzer bir tanımla “işyeri ortamında bulunan faktörlerin etkisi ile meydana gelen hastalıkların ortak adı olarak tanımlamaktadır. 

Pandemi döneminde kaybettiğimiz sağlık çalışanı sayısı 11.01. 2022 tarihi itibari ile 536’dır. Bu süreçte sağlık çalışanları yoğun iş yükü ve yoğun virüs yükü altında çalışmaktadır. Küresel olarak vakaların yaklaşık yüzde 10’u sağlık çalışanlarıdır. Birçok araştırma göstermiştir ki sağlık çalışanlarında hastalığa yakalanma riski toplumun diğer kesimlerine göre 8-10 kat daha fazladır. Sağlık kuruluşları virüs için besi yeridir. Temaslı ve hasta başvuruları çok fazladır. Sağlık çalışanları için Meslek Hastalığında temel tartışma konusu nedensellik (illiyet bağı) açısından bulaşın nereden olduğunun tespiti üzerinedir. Küresel pandemide sağlık çalışanı için bulaşın nerden olduğunun tespiti zordur. Ancak yüksek risk altında çalışan sağlık çalışanı için hastalığı bulaşının işyerinde olması önemli bir karinedir. Bu nedenle varsayımsal olarak sağlık çalışanlarında ortaya çıkan covid-19 pozitifliğinin, idare hukuku açısından çalıştıkları kurumdan kaynaklandığının kabulü gerekecektir. Hukukta karineler önemlidir. İspat hukukunda karinelerin yeri büyüktür ve karinenin aksini ispatlamak durumunda olan yani sağlık kuruluşu dışında olduğunu kanıtlaması gereken, ilgili idare veya işverendir. Sağlık çalışanı bulaşın hastanede olduğunu kesin delillerle ortaya koymak zorunda değildir. Fransa’da Sağlık Bakanı Veran, 21 Nisan’da sağlık çalışanları için Covid-19’un “otomatik” olarak meslek hastalığı kabul edileceğini ve geçici ya da sürekli iş görmezliğe neden olduğunda da tazmin edileceğini duyurmuştur. Sağlık çalışanının “kim” olduğu, nerede çalıştığı (hastane, huzurevi vb.), özel ya da kamuda olmasının herhangi bir fark yaratmayacağını belirten bakan, bu uygulama ile sağlık çalışanının işyerinde enfekte olduğunu kanıtlama gibi bir sürece girmeden iş kaynaklı olduğunun kabul edileceğini; bunun net bir politik emir olduğunu ve gereğinin yapılacağını açıklamıştır. 

Bugün dünyada birçok ülke covid-19 enfeksiyonunu meslek hastalığı listesine almış sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul etmiştir. Sıklığı diğer meslek grupları ve topuma göre sağlık çalışanlarında daha fazladır. Hastalığın etkeni ile hastalığın sonuçları arasında nedensellik bağı her zaman kurulabilir. D grubu Mesleki Bulaşıcı Hastalıklar Listesinde AIDS, Bruselloz, Şarbon, Salmonelloz, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Kuduz, Hepatit vb. biyolojik hastalık etmenleri sıralanan listeye, biyolojik bir etken olarak Covid-19 eklenebilir. Şu ana kadar eklemediler. Var olan mevzuata göre meslek hastalığının kabulü süreçleri uzun ve bürokratik engellerle dolu. Önce meslek hastalığı için tam teşekküllü hastaneden rapor alacaksın. SGK’ya sunacaksın. SSK bürokratları uygun görürse olumlu karar alacak. Olay sadece bürokratlarının insafına kalmış. Medyaya yansımış birkaç olayda üst kurul olumlu karar verdi. 

Dünyada birçok ülke covid-19’u bir meslek hastalığı olarak listelerine eklediler. İtalya ve Fransa virüse maruz kalan tüm sağlık çalışanları için evden işe gelişler dâhil covid-19 maruziyetini meslek hastalığı olarak kabul etmiştir. Almanya Covid-19 enfeksiyonunu meslek hastalığı listesine dâhil etti. Belçika’da Ulusal Meslek Hastalıkları Listesine Covid-19’u eklenmiş olup, tanı tedavi ve istirahat raporların sunan tüm sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul etmiştir. Güney Afrika Yüksek riskli sağlık çalışanları için meslek hastalığı, Kanada işyerinde olduğu tıbbi olarak belgelerse meslek hastalığı olarak kabul etmiştir. Malezya Sağlık çalışanları için Covid-19 enfeksiyonunu tazmin edilebilir meslek hastalıkları listesine almıştır. ABD, yüksek risk grubunda çalışan sağlık personeli için meslek hastalığı yüksek risk grubunda olmayan diğer sağlık çalışanları için illiyet bağı aramıştır. 

Sonuç olarak; Covid-19 maruziyeti açısından yüksek risk altında çalışan sağlık çalışanları için hastalığı varsayımsal olarak işyerinden kaptığı önemli bir karinedir. Karinelerin aksi ispat edilmedikçe kabulü gereklidir. Sağlık çalışanları işin niteliğinden dolayı ve işin yürütümü esnasında bu virüse maruz kalmaktadırlar. Var olan yönetmelikte meslek hastalıkları listesine Covid-19 eklenmesi bir nebze sorunu çözecektir. Esas olarak yoğun iş yükü ve virüs yükü altında çalışan ve her gün kayıp veren sağlık çalışanları için meslek hastalığının kabulü ile ilgili bir yönetsel bir emir veya kanuni düzenleme gerekir. Bu sağlık çalışanlarının covid-19 maruziyeti sonucu yaşarken veya ölümü sonrası geride kalan eş ve çocukları için (gelir veya aylık bağlanması maddi-manevi tazminatın sağlanması) siyasi iktidarın insani ve vicdani bir borcudur. 


Yorumları görüntülemek için giriş yapmalısınız.