2023 ve sonrasına hazır mıyız?
Pandemi Sonrası
Hafta başında Forum Katılımcıları Toplantısında Dinçer Demirkent'in çerçeve sunusunun başlığıydı: 2023 ve sonrasına hazır mıyız?
Forumun ana sorusunu (Cumhuriyet'in yeni yüzyılında nasıl bir sağlık sistemi istiyoruz?) hep bir hazırlanma çağrısı olarak düşündüm. Dolayısıyla forum kendi içinde hazır olmadığımızı ya da (iyimser bir yorumla) yeteri kadar hazır olmadığımız ön kabulünü ve daha ötesi müspet bir telaşa daveti içeriyor.
Ancak "2023 ve sonrasına hazır mıyız?" üst başlığı ışığında bakınca yukarıdaki satırlar çok naif kalıyor: Hazır olmak? 2023 bir tarih ve akıyor. Cumhuriyet'in de yüzüncü yılını neşeyle, çoşkuyla kutlayacağız diyerek geçiştirebiliriz! Ne var ki dünya ve Türkiye okumaları sorunun cevabını aradığımız atmosferi huzursuzluk ve karanlığa sürüklüyor. Dinçer Demirkent'in bizi "sıkıştırdığı" yer ise iyice can sıkıcı: felakete hazırlık!
Pandemiyle tekrarladığımız hazırlık prensipleri
•ihtiyatlılık (en kötüsüne hazırlanmak),
•orantılılık (gerçek riske yanıt verebilecek bir yanıt gerçekleştirmek),
esneklik (çeşitli seçeneklere ve yanıt düzeylerine sahip olmak) göz önüne alınırsa yapılacak hazırlık bir "felaket"in üstesinden gelmek için.
Demirkent'e haksızlık etmeyeyim, "kurucu bir hazırlığımız var mı? yeni bir şey kurmaya hazır mıyız?" sorusunu yöneltiyor ve ekliyor "hazırlık bir kapasite meselesidir".
Kurucu hazırlığın kendisi bir felakete ya da önlemeye hazırlık olabilir mi? Yoksa "felaket ve kurucu hazırlık" iki ayrı kestirim/seçenek ve seçilene göre iki ayrı strateji/hazırlık senaryosu mu içerir?
Farkındayım sürekli devinim halinde olan bir sosyal-siyasal meseleyi konuşuyoruz, kategorize etmek, durağan şekilde ele almak doğru değil. Ancak felakete hazırlanmakla kurucu hazırlığın ruh halinden fikri esnekliğe, zihin akışına ve fiziki dinamizme, dirence, dizilime, hareketliliğe, akışkanlığa ... farklılıkları varsa biraz daha netleşmeye ihtiyacımız var demektir. Hazırlık bir kapasite meselesiyse kapasite (gelişimi/yeterliliği) de bir zaman, nihayetinde süreç meselesidir. Sıçramalı gelişmeyi arzuluyoruz ama bugün 1980'lerle başlayan neoliberalizm, küreselleşme derken 2020'lerde otoriter rejim tartışmalarının içindeyiz.
Türkiye için 2023 "daha iyiye" yönelik beklentiden çok siyasi yelpazenin hemen her noktasına yayılmış büyük çoğunluk için endişeyle karakterize bir ruh halini imliyor. En iyimser söylenebilecek olan temkinlilik dozu yüksek bir umut arayış hali. Hal böyleyse 2023 ve sonrasına hazır olmanın yollarına dair sosyal bilimlerin, siyaset bilimcilerin bize daha fazla "şey" söylemesine ihtiyacımız var.
Yorumlar
2023 sonrasına hazır mıyız? Hazırlanma mı; şaşırtıcı bir iyimserlik... Olmayan, olmayacak, olamayacak bir zamana bakış!
Yorum Ekle
Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmanız gerekmektedir.