Birleşik Krallık'ta Doktor Grevleri

Birleşik Krallık’ta Doktor Grevleri

Akif Seval – Süha Uğur Röportajı

 

Dr. Akif Seval (AS): İyi akşamlar. Birleşik Krallık’ta 2022'nin sonlarından itibaren sağlık hizmetlerinde grevler yaşanıyor. Temmuz 2023'te, asistan doktorlar beş günlük bir greve gittiler ve onları uzman doktorların iki günlük grevi takip etti. Bu ayın başlarında, Ekim 2023'te, asistan doktorlar ve kıdemli doktorlar birlikte greve gittiler. Bu grev 2023 Mart ayından bu yana yaşanan sekizinci grev idi ve asistan doktorlar ile kıdemli doktorların ikinci ortak greviydi. Birleşik Krallıkta devam eden durumun ayrıntılarını içeriden bir kişiden, 2020'de Nottingham Üniversitesi'nden tıp diploması ve 2022'de Manchester Üniversitesi'nden yüksek lisans diploması alan ve şu anda Southampton Genel Hastanesi'nde cerrahi asistan olarak görev yapan Dr. Süha Uğur’dan öğreneceğiz. Doktor bey, zaman ayırdığınız ve bizimle birlikte olduğunuz için çok teşekkür ederiz.

Grevlerin ayrıntılarına girmeden önce, kendi sözcüklerinizle kendinizi tanıtmak ister misiniz?

 

Dr. Süha Uğur (SU): Merhaba, ben Süha. Biyomedikal bilimlerde lisans eğitimi sonrasında tıp fakültesinden mezun oldum. Cerrah olmak istiyorum ve cerrahi eğitimime yakınlarda başladım. Tıp eğitimim süresinde, memnuniyetsizlik ve -özellikle asistan doktorların 2016'da orijinal sözleşmeye karşı greviyle- genç sağlık görevlilerinden oluşan yeni bir tür aktivist popülasyonun doğuşu arka planda her zaman mevcuttu. Dolayısıyla, olayların nasıl geliştiğini görmek, insanların memnuniyetsizliklerinin mevcut sorunlara nasıl yansıdığını görmek ilginçti. Ve hükümetten ihtiyacımız olanı alma yolunda doğru adımları atacağımızı umuyorum.

 

Dr. AS: Giriş konuşmamda, asistan doktorlar, uzman doktorlar, kıdemli doktorlar’dan bahsetmiştim. Bu ifadeler, izleyicilerimiz için yabancı ifadeler olabilir. Bu pozisyonları açıklar mısınız, lütfen?

 

Dr. SU: Bu terimler, Birleşik Krallık’ta çalışırken kullandığımız oldukça benzersiz terimlerdir. Asistan doktor ifadesi, uzman doktor olmayan her doktoru kapsar. Uzman doktor, eğitimini tamamlamış ve son sınavlarını vermiş biri olarak kabul edilir. Yani, asistan doktor, geniş bir yaş aralığını, geniş bir beceri yelpazesini ve geniş bir bakış açısını içeren bir terimdir. İlk eğitim yılının ilk günündeki birisi olabileceği gibi eğitimlerinin sonuna yaklaşan birisini de ifade edebilir. Bu nedenle, deneyimlerini ve bakış açılarını dikkate almadığı için birçok insanın rahatsız edici bulduğu geniş kapsamlı bir terimdir, ancak aynı sözleşmeye tabi bir grup insanı tanımladığı için de yardımcı bir terimdir.

 

Dr. AS: Yani, kıdemli bir doktor ve uzman bir doktor aynı şeyi mi ifade eder? Doğru muyum?

 

Dr. SU: Haklısınız. Ancak, kıdemli bir doktor uzman doktor olmak durumunda değil, kıdemli bir intern doktor da olabilir. Saf terminolojide, sözleşmelere bağlı olarak, temel ayırt edici ifadeler uzman doktor ve asistan doktor’dur. Ve bu etiketler çerçevesinde, ne kadar süredir çalıştıklarına bağlı olarak genç ve kıdemli olarak tanımlanan doktorlar da var.

 

Dr. AS: Asistan doktorlar İngiltere'deki tüm doktorların yaklaşık %45'ini oluşturuyor ve asistan bir doktorun uzman doktor olabilmesi 8 ila 11 yıl kadar sürebiliyor. Doğru mu?

 

Dr. SU: Tam olarak öyle. Bu oldukça farklı bir modeldir. Örneğin, kendimizi her zaman, bir kişinin 5 ila 7 yıl sonunda uzman doktor olabileceği ABD ile karşılaştırırız. İngiltere'de eğitim süreci biraz daha uzundur ve bu nedenle nitelikli bir hekim olmak yani uzman bir doktor olmak 8 ila 11 yıl sürebilir.

 

Dr. AS: Asistan doktor ifadesi aynı zamanda bir Genel Pratisyen doktoru (GP) da içerebilir, değil mi?

 

Dr. SU: Asistan doktor, GP eğitimini de henüz tamamlamamış birisi olabilir; bir GP, uzmanlık eğitimini tamamlamış ve GP ünvanını almaya hak kazanmış kişidir.

 

Dr. AS: Açıklamanız için çok teşekkür ederim. Peki, Birleşik Krallık’ta neler oluyor? Neden asistan doktorlar ve uzman doktorlar, gerçekten nadir bir durumu gerçekleştirip birlikte grev yapıyorlar? Neden grev yapıyorlar veya neden grev yapıyorsunuz?

 

Dr. SU: Bence temelde yaşadığımız sorun, mevcut sağlık sisteminden derin bir memnuniyetsizlik. Başta, hastalarımıza sunduğumuz hizmetten memnun değiliz. Dayanabileceğimizden daha fazla gerildiğimizi hissediyoruz. Ve sıklıkla sağlık hizmetleri "iyi niyet"le yürütülüyor, yani insanlar normalden daha uzun saatler çalışıyorlar, izin günlerinde çalışıyorlar ve esas olarak, sözleşmelerinin gerektirdiğinden fazla iş yapıyorlar. Bu memnuniyetsizlik çeşitli şekillerde ifade edilebilir, ancak en azından asistan doktorlar için ana sorunlardan biri, gençlerin tutulamamasıdır. Yaşıtım olan veya benimle aynı eğitime sahip birçok kişi, ülkeden ayrılıp Avustralya, Yeni Zelanda gibi yerlerde çalışmaya gitti. Bunu yapma nedenleri, öncelikle oradaki iş hayatlarının çok daha ödüllendirici olmasıdır. Daha az hastaya bakmaları, haftada daha az çalışmaları, daha iyi kaynaklara sahip olmaları ve daha iyi bir iş yapabileceklerini hissetmeleri ve tabii ki, aynı (belki de daha az) işi yaparak daha fazla ücret almalarıdır. Bu memnuniyetsizlik birçok kanala yönlendirilebilir. Ancak sendikamız olan Britanya Tabipler Odası’nın (BMA) odaklanmaya karar verdiği ana konulardan biri, maaşlarımız aynı kalırken, dünya genelinde, özellikle İngiltere'de yükselen faizler nedeniyle, gerçek anlamda %25'lik bir ücret kesintisi yaşamamızdır. On yıl boyunca, maaşlarımızda %25'lik bir azalma yaşadık. Odaklanmaya karar verdikleri ana nokta, açıkçası birçok insanın ilgisini çeken, maaşın yeniden düzenlenmesidir. Greve katılımımız çok yüksekti, oylama sonuçları çok netti, %90'ın üzerindeydi. Yani, bir memnuniyetsizlik ve grev yapma isteği vardı.

 

Dr. AS: İngiltere'deki hasta bekleme listeleri ve yetersiz personel hakkında bilgimiz var ve bu, sadece asistan doktorları değil, sonuçta uzman doktorları da etkileyen yorgunluğa yol açıyor. Bildiğim kadarıyla, Acil Tıp Kraliyet Koleji, bu yetersiz personel ve bekleme listeleri yüzünden 2022'de 23.000 ekstra ölüm olduğunu bildirdi. Bu inanılmaz. Doktorların yorgunluğu hem doktorlar hem de hastalar için tehlikeli durumlara yol açıyor.

 

Dr. SU: Gerçekten güçlü bir açıklama ve bunu söyledikleri için gerçekten memnunum çünkü aslında bu çalışan herkesin bildiği bir durum. Eğer hastanede çalışıyorsanız, hastaların deneyimlediği gecikmelerin sağlıklarına zarar verdiğinden eminsinizdir. Ve bunu böyle ifade etmek, herkesin hissettiği şeyi göz önüne sermek gerçekten yardımcı olur. Örneğin, bize yakın bir hastane olan Portsmouth Hastanesi'nin dışında 41 ambulans sıra bekliyordu. Bunlar, ağır hasta olup ambulans çağırmış olan hastalardır, ancak sırada 41 kişi bulunduğu için bir sağlık personeli tarafından görülmezler. Maalesef bu tür şeyleri duymaktan neredeyse yorgun düştük diyebilirim ve bu duruma neredeyse alıştık, oysa gerçekte şok edici ve kabul edilemez bir durum. Uzun saatler çalışmanın fiziksel yorgunluğuna ek olarak, sürekli olarak sunduğunuz bakım için özür dilemeniz gerektiği hissi, memnuniyetsizliği ve üzgün olan insanları yönetme ve o an orada bir şey yapamamanın zihinsel yorgunluğu da mevcut. Dolayısıyla, sürekli olarak insanların çok rasyonel ve anlaşılabilir memnuniyetsizliklerinin hedefi olmak gerçekten moral bozucu.

 

Dr. AS: Yani, hükümetten bazı talepleriniz var. Müzakerelerin diğer tarafında hükümet yetkilileri bulunuyor. Onların taleplerinize yanıt vermesi gerekiyor. Peki, müzakere süreci nasıl ilerliyor? Sizi hem meslek birliği hem de sendika olarak temsil eden BMA’nın benzersiz olduğunu düşünüyorum. Sanırım dünyada bir benzeri yok. Asistan doktorları ve uzman doktorları temsil eden BMA hükümetle masaya oturuyor. Müzakere süreci nasıl ilerliyor?

 

Dr. SU: Üzerinde çalıştıkları temel talepler hem asistan doktorların hem de uzman doktorların maaşlarının tamamen yeniden düzenlenmesi. Maaşların düzenlenmesi yaklaşık %30 artışı kapsıyor, çünkü enflasyon nedeniyle yıllar boyunca %25 kayıp yaşandı. İlk süreç, hükümete öneri yapmak için tasarlanmış bağımsız bir kurum olduğu iddia edilen Doktorlar ve Diş Hekimleri İnceleme Kurulu (DDRB) ile başlar. Ne yazık ki, DDRB'de bulunan kişiler aslında Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanı'na hesap verebilecek şekilde atanan kişiler olduğundan, bağımsız bir kurum olma iddiasına rağmen, durum böyle değildir. Dolayısıyla, müzakere sürecinin başında zaten bir zorlukla karşı karşıyayız. Müzakerelerde başlıca temsilcimiz BMA. Hastane Konsültanları ve Uzmanlar Derneği gibi diğer sendikalar da var. Sendika benzeri bu profesyonel organizasyonlar hastanelerde çalışanları temsil ediyorlar, örneğin genel pratisyenleri (GP) değil. Ama, tipik olarak BMA ile aynı masada oturmasalar da Sağlık ve Sosyal Hizmet Bakanlığı ile görüşüyorlar, taleplerini sunuyorlar. Ama görüşememek baş sorunları.

Hükümetin dinlemesini sağlamak çok zor ama grevler onların masaya oturmasını sağlamak için bir araç. Müzakereler çok verimli geçmedi. Müzakerelerdeki zorluk, hükümetin grev yapılmayacağı taahhüt edilmeden herhangi bir teklif yapmayacağını söylemesinden ve asistan doktorların da özellikle ücret erozyonunun yaşandığı kabul edilene kadar müzakere yapamayız demesinden ortaya çıkıyor. Ve bu tür şeyler, maalesef zaman alıyor. Şimdiye kadar müzakerelerin sonucu olarak aldığımız teklifler çok yavaş bir şekilde arttı. Sıfırdan %5, oradan da %6 maaş artışı ve yaklaşık 1.200 sterlinlik tek seferlik bir ödeme geldi. İlginçtir ki, bu, aslında bize hiçbir seçenek sunmaksızın uyguladıkları bir şeydi. Sorulsa, çoğu insanın, böyle bir teklife "hayır" diyeceğini düşünüyorum. Ancak mevcut durumu aşmak için hükümet istemediğimiz bir zam verdi, ki bu, özellikle toplumun gözünde nankör gözükmemize yol açıyor. Bu, müzakere sürecini gerçekten zayıflatıyor ve açıkçası pek de iyi gitmedi, çünkü hala grevdeyiz, hala aylık grevler düzenliyoruz.

 

Dr. AS: İzleyicilerimizin anlayabilmesi için, İngiltere’de bir asistan doktor maaşının bir barista'nın kazanabileceğinin altında olduğunu da söylemeliyiz.

 

Dr. SU: Benim gibi, beş yıl tıp okumuş, lisans ve yüksek lisans yapmış birinci yıl asistan doktorun saat ücreti yaklaşık olarak 14 sterlin civarında. Bu başlangıç standart miktardır ve açıkçası bundan daha fazla ödeme yapan birçok endüstri var. Nöbet tutulmayan endüstriler. Haftalık çalışma saatleri sabit olan endüstriler. Bu nedenle, bu konuya odaklanmanız gerçekten iyi oldu.

 

Dr. AS: Ve aslında 14 sterlin net değil, vergi kesildikten sonra 8 sterlin veya civarında bir şey, değil mi? Vergiyle 14 sterlin.

 

Dr. SU: Evet.

 

Dr. AS: Müzakere sürecinde anlaşma olmadı. Peki, ne yapacağız? Grev için karar süreci nasıl devam ediyor? Bu süreçte kimler yer alıyor ve karar veren taraflar kimler?

 

Dr. SU: Diğer sendikalar da var olmasına rağmen, ana itici güç BMA'dır. Çoğunluğun temsili BMA’da. BMA'nın Asistan Doktorlar Konseyi gibi grupları bulunmaktadır. Bunlar "asistan doktor forumları" adı verilen yerel toplantıları düzenlerler, yani klikler gibidirler. Bu klikler yerel ve daha geniş konuları tartışmak için bir araya gelirler. Şu anda ana plan, grevleri sürdürmek. Grevlerin ardından durumu yeniden değerlendirdik ve başarılı bir sonuç elde ettik. Asistan doktorlar BMA’ya hala çok güçlü bir grev yetkisi veriyorlar, altı ayın ardından bile ve hükümetten inandırıcı bir teklif alana kadar greve devam edeceğiz.

 

Dr. AS: BMA’ya üye olmak zorunlu mu?

 

Dr. SU: BMA üyesi olmak zorunlu değil, ancak çok kolay bir şekilde katılabilirsiniz. Tıp öğrencisi olduğunuzda, eğitim boyunca etkin bir şekilde varlar. Bu nedenle zorunlu değil ve daha genel bir sendikaya veya hastane uzmanları ve konsültanlar sendikası gibi diğer sendikalara üye olabilirsiniz, ancak BMA çoğu kişiyi çeker çünkü sizi öğrenci olduğunuzda yakalarlar.

 

Dr. AS: Doktorların ne kadarının BMA üyesi olduğu konusunda bir fikriniz var mı?

 

Dr. SU: Emin değilim.

 

Dr. AS: Örneğin, Türkiye'de birliğe üyelik özel sektör doktorları için zorunlu. Kamu sektörü doktorları için ise zorunlu değil. Ancak İngiltere'den öğrendiğim kadarıyla, kamusal sektördeki doktorların büyük bir kısmı birliğe üyedir.

 

Dr. SU: Kesinlikle.

 

Dr. AS: BMA’da grev için önceden belirlenmiş kriterler var mı? Grev için oy kullanımı hakkında konuştunuz. Örneğin, oy kullanımında düşük katılım var, oy kullanımını %10'da kaldı ve grev kararı var. Bu konuda kriterler var mı?

 

Dr. SU: Bu, bu hükümetin getirdiği yasalardan biriydi. Sanırım yaklaşık iki yıl önce, grev yapmayı daha zor hale getirmek için sendika grev oylaması yasalarını değiştirdiler ve greve katılma yüzdesini en az %50'ye çıkardılar. Rakamı hatırlayamıyorum ama evet oranını da artırmışlardı. Yani, yasal olarak grev yapmak için yeterli rakamlara ilişkin bir sınırlama var. Ama neyse ki bizim oylamamız harikaydı. İnanılmaz bir katılımımız olduğuna inanıyorum, %75 katılım ve %96 "evet" oyu aldık. Yani, oylamadan çıkan sonuç oldukça netti.

 

Dr. AS: Peki, bir grev kararı alındı. Grevin koşullarını nasıl belirliyorsunuz? Yani, her zaman bir Noel Günü Hizmeti'nden bahsediyorsunuz, bu bizim bildiğimiz bir ifade değil. Bu hizmetin ayrıntılarını açıklamanızı isteyeceğim. Bir grev planlarken başka hangi konuları tartışıyorsunuz?

 

Dr. SU: Bu grevler, kapsamları açısından benzersizdi. Asistan doktorlar olarak, rutin hizmetin yanı sıra acil hizmeti de vermedik. Noel Günü Hizmeti’nde, acil hastalar kabul edilir; şu anda acil serviste çalışıyorsam, kabul edilen hastaların muayene ve tedavisini sağlamak için nöbet tutmam gerekecekti. Ancak mevcut grev koşulları altında, en azından ilk grev dalgasında ve uzman doktorlarla birlikte olmayan grevlerde, hizmet sunmuyoruz. Yani ne acil ne de rutin hizmet sunmuyoruz. Grev tarihleri nispeten yakın bir zamanda duyuruldu, bu yüzden ilk grev dalgası için koşulların bu kadar sıkı olması hoş ve etkileyici bir sürprizdi. Noel Günü hizmetinde, genellikle dahiliye uzmanı bir doktor, cerrahi uzmanı bir doktor ve bir genel cerrah nöbetçidir. Acil serviste ise durum biraz farklıdır çünkü acil servislerin Noel günü ve normal saatler için kendi personelleri mevcuttur. Aynı durum aile hekimliği için de geçerli, Noel Günü kapsamına ilişkin kendi standartları var. Asistan doktorlar ve uzman doktorların birlikte grevlerinde, acil hizmet sağlanmak zorundadır. Sonuçta uzman doktorlar, genç doktorlar gibi tam anlamıyla hizmeti bırakamazlar çünkü nitelikli bir karar verici mutlaka bulunmalıdır. Bir uzmana danışma olanağı yoksa, karar verme sorumluluğunu yetkisi olmayan birine veremezsiniz. Bu nedenle uzman doktorlar, genç doktorlarla aynı koşullarla hizmeti bırakamazlar.

 

Dr. AS: İlginç. Siz bir asistan doktorsunuz, ancak bir Noel Günü Hizmetinde uzman doktorların ne yaptığını biliyor olabilirsiniz. Grevlerde, onkoloji hastaları veya diyaliz hastaları gibi acil operasyonlara ihtiyaç duyan hastalar nasıl kapsanıyor?

 

Dr. SU: Birçok uzmanın işi gerçekten zor çünkü hastanın nihai sorumluluğu uzman doktorlardadır. Asistan doktorlar günlük işlerini yaparken, nihai sorumluluk uzman doktorların üstündedir. Uzman doktorlar için Noel Günü Hizmeti, hiçbir elektif işlemin yapılmaması, sadece ve sadece acil hizmet anlamına gelir. Yani, elektif cerrahi bekleyen bir kanser hastası, elektif cerrahi gerektiren hastalar, tüm bu listeler iptal edilir.

Ama bu listelerin iptali, girişimlerin yapılmaması birçok uzman doktora çok zor gelir; çünkü genellikle bu hastalarla tanışırlar, gecikmelerin ve zorlukların bu hastalarda neden olabileceği durumları bilirler.

 

Dr. AS: İyi niyet dediğiniz şey.

 

Dr. SU: İyi niyet, tam olarak. Ve önemli olan halkın, bunun zor bir karar olduğunu anlamasıdır. Bu sadece bir gün tatil değil, bu sadece havuz kenarında rahatlamak değil. Kararımızın zor bir karar olduğunu anlamak önemlidir; hizmette gecikme olduğunu biliyoruz, çünkü bu sayede bir etki yaratabiliyoruz. Bu şekilde, değişiklikler yapması için hükümet üzerinde sorumluluk yaratabiliyoruz.

 

Dr. AS: Ancak bildiğim kadarıyla, BMA’nın grevden önce aldığı bazı önlemler var. En azından grevde olacağınızı bildirmeniz gerekiyor, böylece en azından bekleme listelerini planlayabilsinler.

 

Dr. SU: İlginç bir şekilde, insanlara greve gidip gitmeyeceklerini bildirmemeleri önerildi ve bunun nedeni, en büyük rahatsızlığı yaratmaktır. Bir hastane yönetiminin kimin grev yaptığını bilmesi durumunda, bu kurum planlarını buna göre yapabilir ve bir hizmet oluşturabilir. Grevimizin temel amacı, hizmeti bırakmak ve hizmet vermemektir. Hastane yönetiminin kimin grev yaptığını bilmemesi, plan yapamamaları ve bu sayede rutin hizmetlerin sunulamaması anlamına gelir.

Başka etkenler de söz konusu olabilir, örneğin bir olay, hastane içinde ciddi bir güvenlik sorunu veya çok ciddi bir olay meydana geldiğinde doktorları çalışmaya zorlama olasılığı vardır ve doktorların grev kurallarını ihlal etmeleri istenebilir. Bu sadece birkaç kez gerçekleşti ve aslında BMA, bu tür bir durumun olmadığını ve talebin uygun bir talep olmadığını belirterek ve bu doktorları tekrar greve gitmeleri konusunda bilgilendirerek müdahale etti.

 

Dr. AS: Ancak bunlar, terörist saldırı, deprem veya benzeri olağanüstü durumlardan farklı, değil mi?

 

Dr. SU: Evet. Eğer bu tür bir olay meydana gelirse, hastane grevde olan personelini çağırır ve BMA olan biteni hızla gözden geçirir. Elbette ki terörist saldırı vb felaket bir şeyse, çok hızlı bir şekilde karar alınır. Bazen bu karar personel sayısında azalma gibi çözümü zor sorunlar için de bu karar verilir, ancak korkunç bir şey olduğunda insanlardan işe geri dönmesini istemek tamamen hastanenin görevidir.

 

Dr. AS: Seyircilerimiz için bir açıklama yapayım. Birleşik Krallık’tan bahsediyoruz. Birleşik Krallık, aslında İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşan dört ülkenin birliğidir. BMA'nın etkisi ve grev kararı hakkında konuşurken, İngiltere mi, İskoçya mı, Galler mi yoksa Kuzey İrlanda mı? Örneğin, bu ayın başında grevdeydiniz, sadece İngiltere için mi, tüm Birleşik Krallık’ta mı grev vardı?

 

Dr. SU: İyi bir soru çünkü tüm Birleşik Krallık’ta olduğu varsayılır ama aslında ayrı ülkelere devredilmiş durumda. Asistan doktorlar ve uzman doktorlar İngiltere'de grev yapıyorlar. BMA tüm Birleşik Krallık çapında yetkili, ancak İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'daki birimler kendi temsilcilerine sahip. Yani BMA'nın İskoç, Galler, Kuzey İrlanda ve bir de İngiltere bölümleri mevcut. Örneğin, Galler'de genç doktorlar greve katılmak için şu sıralarda oy kullanıyorlar. İskoçya'da grev süreci devam ediyordu ama hükümetten kabul edilebilir bir tazminat aldılar ve uygun buldukları tazminatı aldıktan sonra grevlerini durdurdular ve tabii ki biz İngiltere'de greve devam ediyoruz. BMA’nın her bir ülkedeki bölümleri kendi hükümetleri ile muhatap oluyorlar ve sözleşmeleri de birbirlerinden biraz farklı olabiliyor.

 

Dr. AS: Asistan doktorlar grev yapıyor dendiğinde kimin grev yaptığı benim için çok açık. Ancak uzman doktorlar hakkında konuştuğumuzda, GP'ler de uzman doktor olarak kabul ediliyor mu? Bu konuyu açıklığa kavuşturalım, sonra size GP'lerin grevde olup olmadığını sorayım.

 

Dr. SU: GP'ler birçok yönden farklılar. Onların farklı olduğu yönlerden biri kendi işlerini yürütmeleridir, yani bir GP uygulaması Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) ile yaptığı sözleşme sonucunda sağlanır. Yani, sağladıkları hizmet NHS tarafından finanse edilse de, aslında GP ve orada çalışan ortaklar bağımsız uygulayıcılardır. Bu nedenle onlar uzman doktor olarak isimlendirilmezler, ancak tıp eğitimlerini tamamlamış bireyler olarak gruplandırılırlar. Uzman doktorlar ve GP’lerin sözleşmeleri birbirlerinden farklıdır ve finansmanları da farklıdır. Yani uzman doktorlardan bahsettiğimizde, esas olarak hastanede çalışan uzman doktorları kastediyoruz.

 

Dr. AS: Özel hastaneler hakkında ne düşünüyorsunuz? Onlar tamamen farklı ve talepleri tamamen farklı ve nasıl grev yapıyorlar veya sizi destekliyorlar mı veya şu anda durumları nedir?

 

Dr. SU: Dürüst olmak gerekirse, İngiltere'de, diğer yerlerde olduğu gibi, özel hastanelerimiz yok gibi. Özel sağlık hizmeti sağlayanlar var ancak genellikle bu sağlık hizmetini sağlamak için NHS altyapısını kullanırlar. Özel bir hastane veya özel bir kurum çok nadirken tamamıyla NHS personelini ve NHS altyapısını kullanan kendi ameliyat listelerine sahip firmalar var. Şüphesiz, buralarda çalışanların ücretleri çok farklı. İngiltere'de büyüyen bir özel sağlık hizmeti endüstrisine sahip değiliz; bu kısmen insanların NHS’den aldıkları hizmetten çok memnun olmaları ve başlangıçta gerçek bir özel sektör altyapısı olmaması nedeniyledir. 

 

Dr. AS: Her şey çok açık. Üniversite hastaneleri ne alemde? Üniversite hastanelerinin de grevde olduğu konusunda bazı haberler görüyorum. Üniversite hastaneleri de NHS hastaneleri değil mi?

 

Dr. SU: Evet, öyle. Bir üniversite hastanesi ile üniversiteye bağlı olmayan bir bölge genel hastanesi arasında bir farklılık yoktur. Hepsi NHS hastaneleridir, hepsi NHS tarafından finanse edilmektedir ve örneğin, üniversite hastanelerinde çalışanlar da bir bölge genel hastanesinde çalışan meslektaşları ile aynı tür sözleşmeler altında çalışırlar.

 

Dr. AS: Peki, şimdi grevdesiniz. Ve tüm meslektaşlarımız için en iyisini diliyorum. Grevlerin sonuçlarından bahsedelim. Grevlerden kaynaklanan sonuçları sırayla ele alalım. Doktorların moraliyle başlayayım. Moraliniz nasıl?

 

Dr. SU: Bu zor bir soru.

 

Dr. AS: Çünkü neredeyse bir yıldır grevdesiniz.

 

Dr. SU: Bu süre zarfında kiminle uğraştığımızı biliyoruz. Temelde grevlerimize anlamlı bir girdi sağlamayacak kişilerle uğraştığımızı biliyoruz. Hükümetin az bir zamanı kaldığını ve muhtemelen bu nedenle işleri geciktirebilecekleri kadar geciktirmeye çalıştıklarını biliyoruz. Sağlık sektöründe moral durumunu ölçmek kolay değil. Ancak grevlerimizin ücret odaklı olmasının nedeni, daha fazla maaş alırsak daha mutlu olacağımız anlamına gelmiyor. Gerçekten konu bu değil. Konu, ilk olarak, maaşınızın işinize yaptığınız katkının bir yansıması olmasıdır. İnsanlar günlük görevlerinin ötesinde ne kadar fazla iş yaptıklarının farkına varıldığını hissediyorlar. İkincisi, işlerinde daha fazla tanındıklarını hisseden kişiler, kendi ülkelerinde kalma olasılığı yüksek ve ülkeden ayrılma olasılığı daha düşük olan kişilerdir. Bu, daha fazla asistan doktorun olmasını, boşlukların doldurularak çarkın dönmesini ve daha az kişinin ekstra çalışmak zorunda kalmasını sağlamaktadır. Ayrıca, bunların hepsinin ötesinde, eğitim sorunu gibi ayrı bir sorunumuz var. İlginç bir şekilde, İngiltere'deki doktorların eğitim yapısının NHS ile ilgisi yok. Doktorların eğitimini ve eğitimlerinin finansmanını sağlayan ayrı bir kurum var. En büyük sorunlarımızdan biri, neredeyse her uzmanlık alanında, neredeyse her seviyede bir darboğazın olmasıdır. Örneğin cerrah olmak isteyen bir doktor olarak tıp fakültesinden mezun olduğunuzda, her başvurduğunuz pozisyon için altı, yedi kişinin başvurduğunu biliyorsunuz. İşe başladığınızda, personel açığı ile karşılaşıyorsunuz. Bu nedenle, ikili sorunumuz olduğunu düşünüyorum. Birincisi, ücretler ve çarkı döndürecek personel sorunu. İkincisi, doktorların işlerinde gerçekten ilerlediklerini hissettirecek şekilde eğitimlerini genişletmek ve ufukta bir hedef olduğunu hissettirme sorunudur.

 

Dr. AS: Grevciler hükümetten, NHS'ten veya Genel Tıp Konseyi (GMC) dahil diğer kurumlardan herhangi bir tepkiyle karşı karşıya kalıyorlar mı? Çünkü röportajlardan birinde, bir hastane temsilcisinin GMC'yi harekete geçmeye çağırdığını duydum. Doktorların hastalara zarar verdiğini ve bu nedenle GMC'nin doktorların ruhsatlarını ele alması gerektiğini söylüyordu.

 

Dr. SU: İnsanların GMC'yi bir tehdit unsuru olarak kullanması çok kolay. GMC tehdidi insanların yüz yüze kaldığı gerçek türde bir tehdit ve birçok uygulayıcı için ciddi bir endişe kaynağıdır. Ancak grev hakkımız sendikamız ve düzenleyici kurumumuz olan GMC tarafından korunmaktadır. Bu nedenle, herhangi bir ters tepki veya cezalandırma ile karşılaşamayız. Merkezi olarak, oy kullanmak bizim yasal hakkımız. Oylamamız hükümetin ortaya koyduğu gereksinimleri karşılıyorsa bizi cezalandıramazlar. Ana sorunlarımız genellikle yerelde ortaya çıkar, yani bazı uzman doktorlar, diğer asistan doktorlar grevin koşullarıyla hemfikir olmayabilir ve diğerlerinin greve gitmesini sinir bozucu bulabilirler. Asistan doktor açığını doldurmanın en büyük yollarından biri "uluslararası tıp mezunları" (IMG) olarak adlandırdığımız kişilerdir, yani başka bir ülkede temel eğitimlerini tamamlayan ve İngiltere'de çalışmaya gelen kişiler. Bu kişilerin vizeleri işyeri tarafından sağlanır ve BMA üyesi oldukları sürece grev hakkına sahip olmalarına karşın, vizelerinin anahtarının işyerlerinde olduğunu bildikleri için grev konusunda kendilerini rahatsız hissetmeleri normaldir. Başka bir örnek, düzenli çalışmayıp, zaman zaman, işe ihtiyaç duyduğunda çalışan doktorlardır; "vekil doktorlar" olarak adlandırdığımız bu doktorlar boş vardiyaları dolduruyorlar ve bunların sayısı oldukça fazla. İnsanlar bunu farklı nedenlerle yapıyorlar. Uzman doktorlar grev yaptığını bildikleri insanlara vardiya sağlamıyorlar ve iş bulmalarını zorlaştırıyorlar. Merkezi olarak korunuyoruz, ancak yerelde sonuçlarla karşılaşabiliyoruz.

 

Dr. AS: Şu anda hükümette olan Muhafazakar Parti'nin, grevcileri çalışmaya zorlayacak bir yasa olarak Minimum Hizmetler Kanunu'nu geçirdiğini veya geçirmek üzere olduğunu biliyorum. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Dr. SU: Dürüst olmak gerekirse, ben bunu oldukça komik buluyorum çünkü asgari personel veya asgari hizmet düşüncesi bir şaka, çünkü asgari hizmet gereksinimlerini bölümlerimizde neredeyse hiç karşılamıyoruz. Hemşirelere baktığımızda, sahip olmaları gereken sayının altında çalıştıklarını görüyoruz ve asgari hizmet yasasını uygulayacakları fikri güldürücü, çünkü şu andaki standartlarımızı dahi karşılamıyoruz. Eğer bunun hastaların güvenliği için olduğunu düşünüyorlarsa, şu an neler olup bittiğine bakmaları gerekiyor. Bu, insanları gelecekteki eylemlerden caydırmanın bir yolu sadece. Ancak biz muhatap olduğumuz bu kişilerin sendika karşıtı, grev karşıtı ve meslek karşıtı olduklarını biliyoruz. Maalesef şu anki hükümetimiz bu. Bu nedenle, onlarla müzakere etmeyi denemeliyiz.

 

Dr. AS: Muhalif partilerin eylemlerinize verdiği tepkiler nelerdir?

 

Dr. SU: Bizim yaptıklarımıza karşı Westminster'dan gelen siyasi tepkiler, dürüst olmak gerekirse, pek heyecan verici değil. Ana muhalefet partisi olan İşçi Partisi, grevi çözme konusunda neler yapacaklarına dair çok anlamlı açıklamalarda bulunmadı. Grevi çözmek için greve açık destek ya da ücretlerimizin restorasyonu fikrine somut bir destek yok. Bu ülkede sendika karşıtı ve grev karşıtı bir iklim içindeyiz gibi görünüyor, bu nedenle hükümetimiz ya da gelecekteki hükümetlerle ilgili oldukça fazla engelle karşı karşıyayız.

 

Dr. AS: Bir vatandaşın, uzman doktorların aç gözlü oldukları için grevde olduklarını söylediği yorumları gördüm. Başka bir vatandaş grevlerin Brexit yüzünden olduğunu söylüyordu. Yani, grevinizle ilgili çeşitli görüşler var gibi görünüyor. Bir haber kanalında grev hakkında % 50 olumlu görüşlerle başlayan bir anket gördüm. Asistan doktorların bir temsilcisinin konuşmasının sonunda olumlu görüş % 75 ya da bunun gibi bir orana yükseldi. Vatandaşlar ve hastalar, genel olarak, greve nasıl tepki veriyorlar? Bazı ilginç tartışma noktaları olabilir, ama genel olarak nedir?

 

Dr. SU: Sanırım Brexit'i suçlayabileceğiniz fikrini seviyorum çünkü Brexit’i neredeyse her şeyle suçlayabileceğinizi düşünüyorum. Açgözlülük ele alınması oldukça zor bir şey, çünkü sonuçta bir doktor yaşamı boyunca, bu ülkedeki ortalama ücretten daha fazla kazanır. Bu insanların kızabildikleri bir durum çünkü kendi maaşlarına bakıp ‘zaten benden daha fazla para alıyorlar, neden daha fazlasına gereksinimleri var, neden daha fazla alsınlar’ diye düşünebilirler. Ve bu, diğer işlerin bizimkinden daha az değerli olmasıyla ilgili değil ama bireyler olarak bizlerin -mesleğimizi diğer profesyonellerinkiyle karşılaştırmaksızın- yaptığımız işin karşılığı olarak hak ettiğimizin ödenmediğini düşünmemizle ilgili.

Bence vatandaşlar ve hastalar arasında ilginç bir ayrım yaptınız. Herkes hasta olabilir. Kimse hayatının herhangi bir noktasında rahatsız olmaktan korunamaz. Ancak özellikle sık sağlık hizmeti deneyimleri olan kişiler, kronik hastalıkları veya akut rahatsızlıkları olan insanlar. Sağlık hizmetleriyle yakın ilişkileri olan insanlar genellikle çok destekleyici çünkü ne olup bittiğini görüyorlar. Servislerde, acillerde neler olduğunu ve ne kadar zor olduğunu görüyorlar. Kendileri deneyimliyorlar. Herkesin kendileri için çabaladığını hissediyorlar. Herkes sürekli özür diliyor ve sorunun bir kısmının yeterli sayıda doktor olmaması, yeterli sayıda hemşire olmamasından kaynaklandığının farkındalar; bu yüzden, insanların neden grev yaptığını anlıyorlar ve genellikle çok destekleyiciler. Sorun, sağlık hizmetleriyle sık sık etkileşime girmeyen insanlar. İnsanların neden grev yaptıklarını görmek durumunda değiller ve daha önce söylediklerimle bir şekilde bağlantı kuruyorlar: size zaten bu kadar çok ödenirken, niye daha fazla ödenmesine ihtiyaç duyuyorsunuz? Görmüşseniz, hastanelerin ne kadar kötü olabileceğini deneyimleyerek biliyorsunuz ve bu deneyimleri reddedemezsiniz.

 

Dr. AS: İzlediğim bir podcast'i daha sizinle paylaşayım. Tanınmış bir kanalın spikeri bir kadın, grevdeki bir kardiyologla röportaj yapıyor ve ona maaşını soruyordu. Yani onun açgözlü olduğunu söylemeye çalışıyordu. Bir hastanın altta yazdığı yorumu çok ilginçti: 'Neden spikere maaşını sormuyorsun, uzman doktor maaşının dört beş katıdır?’ diye yazıyordu. Bu inanılmaz.

 

Dr. SU: Özellikle uzman doktorların çok yüksek düzeyde eğitim almış profesyoneller olduğunu anlamak gerekiyor. Bu noktaya ulaşmak için büyük bir çaba ve fedakârlık gerekiyor ve yapabileceğiniz işin büyük etkileri var. Konu bize daha fazla ödenmesi değil, size de az ödeniyor olmasıdır. Kendimizi diğer mesleklerle karşılaştırma amacımız yok, sadece profesyonel olarak kendimizi değersiz hissediyoruz. Maaşa bakmasanız bile, insanlar mutsuz ve işten ayrılıyorlar. İnsanları kalmaya ikna etmenin kaba bir yolu gibi görebilirsiniz, ancak para somut bir şeydir, sayılabilir; belirli bir rakamı tartışabilir veya müzakere edebilirsiniz, oysa genel memnuniyetsizlik ve hayal kırıklığının iletişimi ve bunlar için üzerinde anlaşılacak bir plan daha zor olabilir. Bu nedenle, ücret insanların odaklanmayı seçtikleri bir şeydir ve sağlık hizmetlerindeki daha geniş memnuniyetsizliğin bir göstergesi gibi görünüyor.

 

Dr. AS: Asistan doktorların Avustralya veya Yeni Zelanda'ya taşındığını söylediniz. Ben Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Dubai'de yaşadım ve uzman hekimler de Körfez ülkelerine taşınıyorlar. Oluşan boşluğu büyük olasılıkla IMG'lerle doldurmayı planlıyorlar, ancak bu gerçekleşmeyecek gibi görünüyor. Sağlık hizmetlerinin kalitesi ne olacak? Son bir soru. Size 30-40 dakikalık bir görüşme diye söylemiştim ama sizinle konuşmak benim için gerçekten bir zevkti.

Daha önce de paylaştığım gibi, BMA ikili yapısıyla benzersiz. Bir tarafı profesyonel bir birlik ve diğer tarafı bir sendikadır. Bu mantıklı ve çok anlamlı görünüyor. Bu tür çift yapının dezavantajları nelerdir? Dezavantajlar görüyor musunuz?

 

Dr. SU: BMA kapsayıcı bir organizasyon. Üyelik zorunlu olmasa da Birleşik Krallık’taki doktorları tam olarak temsil ettiğini düşündükleri için birçok insan BMA’ya katılıyorlar. Bence dezavantajlardan biri, insanların BMA üyesi olmak istemeleri ancak bir sendikanın parçası olmak veya işlerinde bu politika kısmına dahil olmak istememeleridir. Bu kişiler, BMA katılmadığı görüşler açıkladığı için kızgınlık duyuyorlar. Bir sendikanın parçası olmaları illaki gerekmez ama bu insanlar BMA’nın parçaları.

 

Dr. AS: Zamanınıza içtenlikle teşekkür ederiz. Çok teşekkür ederim.

 

Dr. SU: Çok teşekkür ederim.


Yorumları görüntülemek için giriş yapmalısınız.