Uzman Hekim istihdamı ve tedavi hizmetleri hızla özel hastanelere kaydırılıyor. On yıl önce, 2012‘de özel hastanelerde 21 bin uzman hekim çalışıyordu. 2022’de ise bu sayı kadrolu olarak 32 bine ulaştı. 60 yaş üstü ve %60 engelli uzman hekimlerin kadro aranmaksızın çalışabilme hakkı tanınması, asistan ve uzman hekimlerin kayıtdışı çalışmasının artmasıyla bu sayı 35-40 bine ulaşmakta…. Kamuda ise uzman hekim sayısı, her yıl onbinlerce hekim mezun edilmedisine karşın artmıyor, azalıyor! Toplam kamu uzman hekim sayısı 42 bin!
Yeni ve ağırlaştırılmış performans sistemi diyebileceğimiz (suça) teşvik modeliyle kurulan tuzağın PR çalışması olarak “tüm özelde çalışan hekimler kamuya koştu, yeni sistem onlara kollarını açtı“ algısı başarıyla yaratılsa da -kamu özel ayırt etmeyen- yaşanan hekim yoksulluğu sonucu olarak 8 bin hekim kamuya dönmek istedi. Onların 4 500 kadarı atandı diye yayınlandı ancak bir çoğu özel hastanede pazarlık için kullandı bu durumu ve atandığı yere başlandı, önemli bir kısmı ise - 30 yıl kamuda çalışıp emekli olmuş hekimler- güvenlik araştırmasına takılıyor!
Toplumsal talebin düşük olduğu bir yapısı olan Bursa sağlıkta özelleştirmenin başkenti gibi. Özel hastanede çalışan uzman hekim sayısı kamuyu geçmiş durumda. Bu çarpık gerçeği çok önemli bir çalışma ile Bursa Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Muhsin Güllü ortaya koydu.
Bursa’da özel sağlık kuruluşlarında uzman hekim sayısı 1421, Sağlık Bakanlığı’na bağlı kamu hastanelerinde 1385.
100 bin kişiye düşen toplam uzman hekim sayısı kamuda 2013’de 5.51 iken, 2021 yılında bu oran 5.36’ya düşmüş.
Özel’de ise 1.4 kat arttı.
Yani hekim istihdamı oranı kamuda değil özelde arttı...
Toplam hekim sayısı 9 yılda yüzde 19 artmışken...
Bu oran kamuda yüzde 19, özel hastaneler de ise yüzde 41‘e yükselmiş...
Kamu hastanelerininde hekim sayısı azalsa da toplam polikliniklerine yapılan başvuru sayısı yüzde 88.5, kamuya oluyor, özelde ise bu oran 11.5. Toplam uzman hekim sayısının yarısı, gelir getirici, ciro artırıcı faaliyet peşine düşürülüp “sunucunun yarattığı talep“ ile hizmeti kışkırtırken, kamu çalışanı diğer yarısı performans baskısı altında bu talebin %90’nını karşılamaya çalışıyor.
Adı olan kendi olmayan ikinci tıp fakültesine 200 öğrenci alındı, bu öğrencilerde Uludağ Üniversitesinde sözde eğitim görüyor. Üniversitede öğrenci sayısı iki kat artarken; 2013 yılında öğretim görevlisi sayısı 335 iken 2021 yılında bu sayı 301’e düştü. Öğrenciler anfilere sığmadığı için yoklama alınmıyor. Tıp eğitimi kalitesi hızla düşüyor.
128 tıp fakültesinde 121 bin tıbbiyeli var. Sadece bu yıl 18 bin uzmanlık öğrencisi kadrosu açıldı. Hekimler kışkırtılmış ve karşılanamayan talebi karşılamak için niteliksiz ucuz iş gücüne dönüştürülüyor.
Kamu hastaneleri niteliksizleştirileyor. Bir çok tedavi uygulanamıyor. Halkın sağlık hakkı gasp ediliyor, tedavi hizmetleri özelleşiyor, ticarileştiriliyor.
İnatla tekrarlamak lazım:
Sağlık Haktır; Satılamaz!
Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!