ForumSağlık23, “Cumhuriyet’in yeni yüzyılında nasıl bir sağlık sistemi” sorusuyla başladı. Sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılında bir çağrıda bulundu: “daha iyi bir Cumhuriyet, daha iyi bir sağlık sistemi hep birlikte düşünelim” diye.
Türkiye´de sağlık sisteminin çöktüğüne ilişkin Osman´ın yazdıklarından çok daha fazla belirti var. Muayene bekleme listeleri, aile hekimliği çıkmazı, hekim beyin göçü, şehir hastaneleri rezaleti, sağlıkçılara şiddet vb.
Kuduz gibi zoonotik bir hastalığın 21.yüzyılda görülüyor olması tek sağlık yaklaşımını içerecek şekilde koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi gereğine işaret ediyor.
Bundan yirmi yıl önce, 3 Kasım 2002’de iktidara gelen AKP’nin sosyal politika alanında öne çıkan alanlardan biri sağlık oldu. Bugün itibarıyla yirmi yıl öncekinden çok farklı bir sağlık sistemiyle karşı karşıyayız.
“İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Denetim Sorunu-Piyasaya Teslim Edilmiş Bir Denetim (?)” başlıklı yaklaşık altı ay önce yazdığım payda; iş güvenliği denetiminin piyasaya bırakıldığını belirtmiştim.
Toplum sağlığı önünde çok önemli bir engel olan yoksulluk, sağlıklı beslenmeyi de imkânsız hale getiriyor.
Çünkü yoksul insanlar tek tip, dengesiz ve enerji yoğunluğu yüksek gıdalarla beslenmek durumunda kalıyor.
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı´nın kimyasal silah kullanımı iddialarıyla ilgili adli tıp uzmanı kimliği ile yaptığını söylediği açıklamalar, meslek örgütlerinin kurumsal bağımsızlığını ortadan kaldırmaya yönelik tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
1984 yılında İngiltere´de gerçekleşen kömür madencileri grevinin seyri dünyada yeni bir dönemin başlangıcına işaret etmekteydi. Bu grev bazı özellikleri açısından madencilik tarihi açısından önem taşımaktaydı.
Ankara’da Etlik Şehir Hastanesi’nin açılması nedeniyle kapatılacak hastaneleri kurtarmak, kapatılmamasını sağlamak için uzun süredir yürütülen mücadele var.
Yılın hikayesine dönüşen, Meclis’ten geçen geri çekilen, dile düşürülen hekim maaşları için 16 Haziran 2022 tarihinde 14 maddelik bir kanun çıktı. Kimsenin anlamadığı şifre gibi kanun gibi Sağlık Bakanı da yönetmeliği işaret ediyor: Bir gün bir yönetmelik okudum hayatım değişti diyeceksiniz! “Hekimliğin anlamını değiştirecek yönetmelik” cümlesini kuruyordu.
“Günümüzde kaçımız bize para, itibar ve statü getirmesi söz konusu değilse, avukat ya da hekim olmayı -yıllarını hukuk ya da tıp öğrenimine vermeyi- isterki? “
Türkiye´de yaşanan ilaç krizinin nedeninin uygulanan neoliberal politikalar olduğunu belirtmek gerekir. Kamu kurumlarının ilaç gibi stratejik sektörlerde üretim yapmasını yanlış ve gereksiz bulan neoliberal görüşe bağlı kalınması durumunda ülkemizde ilaç krizine kalıcı çözüm bulunması olanaklı görünmüyor.
Ülkemizde uzunca bir süredir ʺilaç yokluğuʺ konuşuluyor, birçok mecrada değişik veçhelerden ele alındı. Şu günlerde bu konuyu dile getirirken halk sağlığının çıkarıyla kaderini ortaklaştırması gereken eczacılar, meseleyi kamuoyuna aktarırken kavram setini doğru yerden kurmakla da mükellef.
Yaşanan sorunların ne kadar merkezinde olursak bazen o kadar yabancılaşabiliyoruz bu sorunlara yani kanıksayabiliyoruz. Gözümüze bir perde iniyor ve bu sorunlarla başa çıkma yolunu kendi içimizde buluyoruz bir çözüme ulaşmamış dahi olsa.
Eczacılar yıllardır yaşadıkları sorunları anlatıyorlar. Bırakın çözüm bulmayı işlerin kötüye gitmesiyle canları daha çok yanıyor. Mevcut iktidarın ortaya koyduğu piyasacı sağlık politikaları ilaçta da etkisini gösterdi.
Sağlık Bakanlığına SGK tarafından hastaların tedavisinde kullanılması amacıyla verilen 42,3 milyar TL nereye harcandı?
Yoksa bu para şehir hastanelerinin kira ve diğer müşteri garantili hizmet bedelleri için şirketlere mi aktarıldı?
Yıllardır açılışı ertelenen, Yaklaşık 3800 yataklı dev bir yapıdan söz ediyoruz. Böylelikle 2011 seçimlerine giderken Ankara için tanımlanan ikinci ʺçılgın projeʺ de tamamlanıyor (Diğeri Bilkent Şehir Hastanesi idi).
Ülkemiz bir şiddet sarmalında. Trafikte şiddet, kadına, çocuğa, hayvana şiddet… Sorunu çözmek için en ağır cezaların uygulanması önemli ama öncelikle bu şiddet dilinin bırakılması gerekiyor.
Türk Eczacıları Birliği (TEB) ve 54 Eczacı Odası´ndan beklenen açıklama geldi.
Son aylarda eczacılık camiasında bir ses yükseltmeye tanıklık ediyoruz.
Eczacılığın tüm alanlarında yaşanan sorunlar arşa dayandı.
Türkiye genelinde büyük sorun olan şehir hastaneleri gerekçe gösterilerek kapatılan hastaneler konusu en fazla Ankara´yı etkiliyor. Ankara´da Etlik Şehir Hastanesi bu hafta açılıyor.
Hekim emeği ödeme modeli, ülkemin sağlık modelini belirler. Kamucu model, güvenceli sabit ücret öngörürken sağlığı piyasa malı gören model hekime, diğer tüm mesleklere baktığı gibi bakar ve hekime bir çalışan olarak sermayeye kazandırdığına göre değişen ücret verir.
Acil sağlık hizmetlerinin -başvuru sayılarından hizmetin organizasyonuna- bir ülkenin sağlık hizmetlerinin durumuna dair fikir vermek için kuvvetli bir veri sunduğu söylenir.
Bir süper gücünüz olduğunu hayal edin; görünmeden ülkenin dört bir yanında fakültelerde, parklarda, kafelerde bir araya gelmiş gençlerin konuşmalarına hatta kütüphanelerdeki fısıldaşmalarına misafir oluyorsunuz.
Üniversiteye başladığımda şehrin işçisinin, köylüsünün, memurunun çocuklarıyla şehrin kalburüstü ailelerinin çocuklarının eşitçe adilce bir arada aynı sıralarda eğitim alıyor olması beni çok duygulandırmış, tüylerimi diken diken etmişti.