Sağlıkta dijitalleştirme o kadar ileri gitti ki siyaset, örgütlenme, sendika bile artık sanal. Hani o kadar sanal ki; anlamı çözülemeyen 12 madde olarak Meclis’ten geçen yeni performans sistemini, sağlık bakanlığı koltuğunu da işgal eden sağlık holding sahibi, 50 fenomen ile 7,5 saat toplantı yapıyor. Sonuç: 0. En geveze fenomenler bile suspus! Bu durum, bu tekinsiz sağlık ticaret düzeninin varacağı yerler için oldukça kötü bir emare aslında...
Anlatması anlaması zor. Çünkü ne akıl alıyor, ne vicdan kabul ediyor olup bitenleri... Bu nedenle başka bir insan hakkı alanından, başka bir kamusal hizmetinin niteliğinden bir metafor; değil 40 akıllının çıkarması, 50 fenomenin hepsini birden dut yemiş bülbüle çeviren bu “delinin taşı” durumunu anlamamızı sağlayabilir belki.
o da şu: çocuğunu devlet okuluna gönderen bir yurttaş onun bir yabancı dil öğrenemeyeceğini biliyor ve zimmen kabul ediyor değil mi?
İşte sağlıkta da üretilmeye çalışan uğursuz rıza da bu! Ve hekimler el yordamıyla, üzerlerine yıkılmakta olan kamu hastanelerini, mesleklerini savunuyorlar... Ne iyi ki; başka türlüsüne bir türlü ikna olmuyor çoğunluğu...
Devlet erkinini elinde bulunduran irade tarafından kamusal hizmetten vazgeçilmesi için yürütülen sağlıkta dönüşüm, bir piyasalaştırma projesi.
O projenin yeni kırılma noktası: para ödeyemeyin hizmetten dışlanması! Sağlıkta bunu kabul etmek ne kadar zor değil mi? İşte o nedenle, olanı biteni anlayamıyoruz ve en yetkinlerimiz bile durumu karşı tarafın beceriksizliğine bağlayabiliyor. Oysa hiçte öyle değil? Bile isteye, çok ince teknik çalışmalar ile sağlık çalışanları ve hak sahibi vatandaşlar, paran kadar sağlık fikrine terbiye ediliyor.
Piyasanın neden kamu hastanelerinin niteliksizleştirilmesine giriştiğini şöyle de ifade edebiliriz: tazecik sıcacık ekmekleri bedava dağıtan bir fırın varken o mahallede kim parayla ekmek satabilir ki!
Bu nedenle hekimlere bu açlık baskısı, 5 dakikada bir muayene dayatması, yaratılan bu kaos, bu giderlerse gitsinler yaygarasıyla suçu hekimlere yıkma telaşı, bu kötü yönetim, bu yeni performans zokası!
Kamu hastaneleri planlı bir şekilde niteliksizleştiriliyor (ayrıntılarını ayrıca yazacağım) ve buna direnen hekimler sekreterinden düşük ücret gibi akla hayale gelmeyecek binbir yol ile itibarsızlaştırılıyor.
Biz hekimler yemin ettik! Siyasal bir bilinçile değil, mesleki bir sezgiyle davranıyoruz. Hastanızla aramıza tüccarları sokmayacağız! Hekim olarak kalabilirsek! Bu nedenle, hekimlik Bilgi İşçiliğine dönüştürülmeye, klinik bağımsızlığımız yok edilmeye çalışılıyor.
Ve halkın sağlık hakkı için, hekimlerin deontolojik etik ile çalışan bilim zanaatkarı olarak kalabilmeleri şart: yoksa esnaflaştırılmış hizmet alanlarında (özel hastane, aile hekimliği) yaşanan yıkıcı dönüşüm (tümüyle gelir elde amaçlı ticari tıp uygulamaları) kamu hastanelerine yayıldığında tüm sağlık ticarileşmiş olacaktır.
Kamu hastanelerinin niteliksizleştirilmesi fenomenlerin anlayamadığı ya da daha kötüsü anlayıp sus payını beğendiğidir!