Ruhsal Bozukluklarda Damgalama Sorunu

Ben bir üniversite hastanesinde ruh hekimiyim. İşimi severek yapıyorum. Ben gerçekten çok üzülmüş ve kızmış olmasam birazdan anlatacaklarımı yazmamayı tercih ederdim. 

Yakın zamanlarda iki hastamla ilgili benzer şeyler yaşandı: Benim kliniğimde bir psikotik bozukluk nedeniyle uzun süredir takip edilmekte olan ve son seferlerde benim gördüğüm bir hastam var. Uzun süredir iyilik hali devam ediyor; ancak beş çeşit ilaçla sağlayabildik bunu... Tesadüfen kanser tanısı kondu, zamanında yakalanmış olma olasılığı olan kötü bir kanser türü. Ameliyat için değerlendirilmek üzere hastaneye yatırıldı. Ameliyat için hazırlanma sürecinde doktoru aslında yapacağı ameliyatın psikoz hastalarında kontraindike olduğunu (kitaplarına göre yapılmaması gerektiğini), ameliyat sonrasından çekindiğini bana iletti. Ben de hastamı hem ameliyat öncesi hem sonrasında yakından takip edebileceğimi, ona yardımcı olmayı istediğimi anlatmaya çalıştım. Hastamın kavrayışı yüksek olan biri olduğunu, uyum sağlayabileceğimden emin olduğumu anlatmaya çalıştım. Bu arada ameliyatın riskleri hastaya hep anlatıldı, son geceye kadar; hep son kararı soruldu. Hasta ameliyatın hemen öncesinde ameliyatı istemediğini söyledi ve taburcu edildi. Burada asıl önemli olan hastanın bu kararını verdiği zamana kadar sergilenen yaklaşımdı. Hastadan korkmanın belirlediği bir yaklaşımdı bu.

İkinci deneyimim de yine bizim ekiple takip ettiğimiz alkol sorunu olan hastamızla ilgili yaşadığım. Yine tesadüfen çevre dokulara yayılmış bir kanser saptandı. Ameliyat gerektiği bildirildi. Ameliyat edileceği bölümdeki doktoru Bizim hastaya ameliyatla ilgili bilgi verip vermediğimizi, ne yapılacağını anlatıp anlatmadığımızı sordu (bunu kendisinin yapması gerekiyorken). Hastanın zeka seviyesini sordu!? Bu soruyu ona sordurtan bir şey olmalı! Verdiğimiz cevaba göre de ne değişecekti acaba? Ameliyat kararı verilirken her hastaya sorulan bir soru değil bu!

Belki böyle örnekler çok değil, ama birkaç kez olması bile tartışmaya değer. Hepimizin, bir yakınımızın yolu psikiyatriye düşebilir. 

Ben bir şey beklemediğim insanlara kırgınlık, öfke yaşamıyorum. En çok meslektaşlarıma kırılıyorum; anlattıklarım ağırıma gidiyor.


Yorumları görüntülemek için giriş yapmalısınız.