Nasıl mıyız? İyi miyiz?

Nasılız? Nasıl olalım! Bu aralar bu soruyu "memleket gibiyiz" diye yanıtlayanlar artıyor. Memleket nasıl? Açıkçası benim kafamı karıştırıyor bu memleket. Yoksa devlet mi demeli. Bakarsan yok, bakmazsan var, lazımken yok da en istenmediği yere zorla giren bir devlet icat edildi sanki. Bu devletin sağlık hizmeti sunulurken nerede olduğunu da tam belirleyemiyor insan. Hastanenin adı "şehir" olunca ortadan kayboluyor da doktorun günde kaç hasta bakacağında bir anda ortaya çıkıyor. Cebimden ödediğim primle kazandığım! sağlık hizmetinde doktorun ne dediği değil de SGK'nın nasıl uygun gördüğünde ortaya çıkıyor bu devlet. Devlet katkı katılım payında bir anda zuhur ediyor da nasıl hastalanmadan, güzelce yaşarım diye çabaladığımda "yürüyün, tuz yemeyin, sağlık okuryazarı olun" başlıklı kamu spotlarının arkasından kafasını çıkarıyor. 

Sağlık hizmetini yayığa çevirmişler, bizi sallayarak yağımızı çıkarıyorlar, koca bir ülkenin sağlık çalışanlarını da yayıkçıbaşı yapmışlar. Sanki... Bana öyle geliyor. 

Sağlık hizmetine erişimin sağlık hizmeti sunulan binalara gitmek olmadığını biliyoruz. Ki şehir hastanelerine erişmek de epey büyük bir mesele malum. Ama bunu benim kadar sağlık idaresi de biliyor. Bunu SGK da biliyor. Cepten ödemelerin arttığını durmadan tespit eden TÜİK bile biliyor! O halde burada benim bildiğim ile onların bildiği arasında bir fark var. O fark benim bunun kabul etmemem, reddetmem, bundan zarar görmem; onlarınsa bunu bile isteye devam ettirmeleri. Yoksa dünyanın kaçtan büyük, kaç vatandaşının dünya milletleri arasından kaçının kaç ferdine denk geldiğini bir bakışta anlayıverenler tarafından idare edilen bir kamu yönetiminin şu kadarcık bir sorunu çözemeyecek olmasını aklınız alıyor mu?

Neyin çözülmesi gerektiğine dair fikirlerini "sorun tespitlerinden" de anlayabilirim gerçi. Mesela ooveepee metine bakınca, "sağlık kuruluşlarının entegre olmamasının" büyük bir sorun olduğunu düşündüklerini anlıyorum. Bir de sağlık turizminin şahlanışı gecikmiş. Bu arada akılcı ilaç kullanmıyormuşuz. Ah bu vatandaşlar, neden akılcı akılcı, rasyonel rasyonel kullanmıyorlar bu ilaçları? Yine de tüm bunlar sağlık değil de sosyal güvenlik başlığı altında kalmış. Yanlışlıkla olmuştur desem, ayıp olur. Kime olacaksa! Sanırım kendime de ayıp olur. Benim sağlığım neden prime esaslı olsun? Benim sağlığım neden tek başına geri ödeme kurumunun krallığına meze olsun? Benim sağlığım neden "yayıkta yağ çıkarma" meselesi olsun?

Hasılı nasılız? İyi değiliz. Bu laf kalabalığı, halkla ilişkiler, işletmecilik arasında eritilen kamu hizmetinin yasını tutacak, nostaljisine düşecek değiliz. Hakkımızı istiyoruz!Hak arayana nobran, "katma değer sağalayana" cıvık cici idare biçiminden de gına geldiğini kayda düşmek isterim.

Güzel birinin dediği gibi devrimlerin nedeni öfke değil bıkkınlıktır. Güzel memleketimizden bıkmak istemiyoruz! 

 


Yorumları görüntülemek için giriş yapmalısınız.