TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın kimyasal silah kullanımı iddialarıyla ilgili adli tıp uzmanı kimliği ile yaptığını söylediği açıklamalar, meslek örgütlerinin kurumsal bağımsızlığını ortadan kaldırmaya yönelik tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Bazı medyada organlarında söz konusu açıklamaların yorumlanış şekli TTB'ye yönelik idari yaptırımlara yönelik girişimleri tekrar gündeme getirdi. Türk Tabipler Birliği'nin (TTB) siyasi konularda aldığı tutumdan memnun olmayan bazı sendikalar, tabip odaları ve derneklerin yaptıkları açıklamalarla TTB'nin kurumsal yapısına yönelik müdahaleyi onaylar tutum takındıkları ya da bu tür bir müdahaleye açıkça karşı çıkmadıkları görülüyor. Bir çatı örgütü olarak sağlık meslek örgütlerinin bir araya gelebildiği önemli bir platform olan TTB'nin idari müdahalelerin nesnesi haline gelmesi ile bazı sendika ve tabip odalarının bu sürece pasif destek sağlayan tutumu, sağlık alanında çetrefilleşen sorunlara çözüm aranabilmesini zorlaştırıyor.
TTB yönetiminin bazı tutumlarını beğenmeyen sağlık meslek örgütlerinin (Tabip odaları, sendikalar, sağlık meslek dernekleri) örgüt yönetimini içeriden eleştirirken TTB'nin bağımsız kurumsal kimliğine yönelik girişimler karşısında örgütsel özerkliği savunma yaklaşımı daha doğru bir tutum olabilir. Buradaki en önemli sorunsalı meslek örgütlerinde muhalefet çizgisindeki gruplara söz hakkı verilmemiş olması oluşturuyor. Meslek örgütlerinde yönetime gelen grup tarafından muhalif grupların her türlü karar ve yönetim mekanizmasından dışlanması, örgütsel muhalefetin varlığını ancak örgüt dışarısından sürdürebilmesi sonucunu doğuruyor.
Siyasi iktidarın örgütün özerkliğini hedef alan girişimleri karşısında meslek örgütlerinin yönetimine muhalif grupların onaylar tutumu, sağlık çalışanların örgütlenme hakkını olumsuz etkileme potansiyeli taşıyor. Bu açıdan bakıldığında meslek örgütlerinde muhalefet çizgisine izin vermeyen hakim sendikacılık / örgütçülük yaklaşımının yanı sıra kendi görüşlerini dikkate almayan örgüt yönetimlerine karşı dışarıdan müdahalelere destek açıklamaları yapan muhalefet yaklaşımının da sorunlu yönleri bulunuyor. Sonuç olarak iki yanlışın bir doğru etmeyeceği günlerden geçiyoruz.