Maskeler örtüp sakladığı kadar, açıp görünür de kılar.
Türkiye’de maskenin gerekli varlığı pandemi mücadelesinde geride kalmış hallerimizi de ifşa ediyor: Tam aşılı oranındaki düşüklüğe, test sayısının yetersizliğine, kapalı mekânlardaki havalandırma eksikliğine, fiziksel mesafe korumada duyarsızlığa ve daha nicesine ışık tutuyor.
Hal böyleyken maske karşıtı bir söylemin en yetkili ağızlardan tartışmaya açılması maskenin örttüklerini değil, açığa çıkarttıklarını akla getiriyor.
Maskeden uzaklaşma kararı alan ülkelerle yapılan karşılaştırmalar, Hazine ve Maliye Bakanlığı kurmaylarının fiyat-enflasyon karşılaştırmaları kadar geçerli! Kişi başına düşen gelir, sağlık harcaması ve bilgi oranından habersiz, kültürel farklara duyarsız yaklaşımlar üzerinden maskeye karşı çıkanları izlemek ürkütücü.
Halk sağlığı yerine belli bir siyasal çizginin ihtiyaçlarını önceler görünen maske karşıtlığına karşı izlenecek yol, halkın sağlığı ile siyaset arasındaki köprüleri anlamak ve kitlelerin ihtiyacına göre kurmaktan geçiyor.