ILO[1]190 Sayılı Sözleşme çalışma yaşamında şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması konusunda ilk uluslararası bağlayıcı belge. Elbette herkesin toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve taciz de dahil şiddet ve tacizden arınmış çalışma yaşamı hakkı var. Ne var ki sağlık çalışanları her tür şiddet biçimine her geçen gün daha yakıcı biçimde maruz kalıyorlar. Kadınlarsa tüm sektörlerde işyerinde taciz ve şiddetin daha çok hedefi oluyorlar…Çalışma yaşamında şiddet ve taciz hem çalışanların psikolojik ve fiziksel sağlıklarını hem de sundukları hizmeti olumsuz etkiliyor. Özellikle kadınların, istihdama girmelerine, istihdamda kalmalarına ve ilerlemelerine engel oluyor. İşyerinde şiddete ve tacize karşı sıfır toleransın kamu politikası haline gelmesi sağlık hizmetleri gibi şiddetin en yoğun yaşandığı ve tüm toplum için yaşamsal önemi olan bir alanda çok daha acil. Nitekim ILO 190devletleri, ilgili işçi ve işveren örgütlerine ve diğer ilgili taraflara danışarak şiddet ve tacizin daha yoğun olduğu sektörler veya meslekleri tespit etme ve koruma önlemleri alma yükümlülüğü altına sokuyor. Sözleşme (a) Şiddet ve tacizi kanunen yasaklama, (b) İlgili politikaların şiddet ve tacizi ele almasını sağlama, (c) Şiddet ve tacizi önleyecek ve bunlarla mücadele edecek tedbirleri uygulamak amacıyla kapsamlı bir stratejiyi kabul etme, (d) Uygulama ve izleme mekanizmaları oluşturma veya güçlendirme, (e) Çözüm bulma araçlarına erişim ve mağdurlara destek sağlama, (f) Yaptırımlar getirme, (g) Uygun görüldüğü şekilde, erişilebilir biçimlerde araçlar, rehberlik, eğitim ve öğretim geliştirme ve farkındalık yaratma, ve (h) İş teftiş kurulları veya diğer yetkili organlar aracılığıyla olanlar da dahil olmak üzere, şiddet ve taciz vakalarının denetimi ve soruşturulması için etkin araçlar sağlamayı içeriyor.
190 Sayılı Sözleşme, şiddet ve tacizle ilgili işyeri politikası benimsenmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği yönetim sistemi ve risk değerlendirmesinin bir parçası olarak tüm ilgili faktörlerin değerlendirilmesi çağrısı yapıyor. Aynı zamanda “ayrımcılık biçimleri ve eşit olmayan toplumsal cinsiyete dayalı güç ilişkileri de dahil temel neden ve risk faktörlerini ele alan kapsayıcı, bütünleşik ve toplumsal cinsiyete duyarlı bir yaklaşımın çalışma yaşamında şiddet ve tacize son vermek için esas olduğuna” dikkat çekiyor. Son günlerde Türkiye kadın hareketi ve DİSK bileşenleri ILO 190’ın imzalanması için bir kampanya başlattılar. Elbette Sözleşmenin imzalanması yalnızca bir ilk adım. Burada önemli olan bir uluslararası insan hakkı normu olarak işyerinde şiddet ve tacizle mücadelenin benimsenmesi. Bu yolda daha çok ses çıkarmaya ihtiyaç olduğu şüphesiz. Sesimizi gürleştirmeye 8 Mart'ta başlamaya ne dersiniz?
[1] ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) Türkiye’nin de üye olduğu bir uluslararası sosyal politika örgütü ve Birleşmiş Milletlerin uzmanlık kuruluşudur. Türkiye tarafından usulüne uygun biçimde onaylanan ILO sözleşmeleri Anayasa Madde 90 gereğince kanun hükmündedir.