Geçtiğimiz hafta, bayram önü KHK'sıyla normalde her sene Şubat ayında belirlenen ilaçta Euro kuru ilk defa Temmuz ayında da bir kere daha güncellenerek ilaç fiyatlarında %25 artış oldu. Eczacılar ve meslek odaları ise bir süredir ilaca zam yerine 13 yıldır güncellenmeyen ilaç fiyat kararnamesinin güncellenmesini istiyordu.
Nedir bu İlaç Fiyat Kararnamesi (İFK) meselesi?
İlaç fiyatları belirlenirken ilaç tedarik zincirinde kimin ne kar edeceğini belirleyen baremler var, fiyatlar arttıkça karlılığın düştüğü. 100 liraya kadar olan ilaçlarda %25'den, %28 e ; 100-200 lira olanları %16'dan %18'e ; 200 liradan yüksek fiyatlılar %12'den %13'e çıkarıldı. Eczane eczacıları da katlanan birçok gidere karşın göstermelik, iktidarın propaganda yapabilmek amaçlı uyguladığı kar artışlarına isyan ediyor. Eczacıların istediği barem olarak belirlenen rakamın değişmesiydi. Bu baremler nedeniyle fiyat artışlarının karlılıklarını düşürdüğünü bu zammın kendilerine değil ilaç tekellerine yansıdığını dile getirdiler.
Ülkemizde yaklaşık bir yıldır ilaç krizi yaşanmakta. Başta ithal ilaçlar olmak üzere, ki pazarda payı yüksek ve çoğu yerli ilacın hammaddesi de ithal, çoğu ilaca eczacıların ve dolayısıyla hastaların ulaşımında halk sağlığını tehdit edecek düzeyde sorunlar yaşandı bu süreçte. Sadece serbest eczanelerde de değil kamu hastaneleri de bundan nasibini aldı.
Ülkemizde sağlığı yönetenler ve ilaç firmaları ise kendilerini "görünmez" kılarak perde arkasında masada pazarlık halindeyken ülkemizde böyle bir ilaç krizi yaşandı. Medyada konu edinirken özellikle yandaş medya aracılığıyla yalan haberler pompalandı "eczacılar zammı bekliyor, aslında ilaçlar var eczanelerde" diyerek. Evet, aslında bu ilaçlar varlar ama eczanelerde değil ilaç firmalarının depolarında beklediler. Çocuğu ateşler içinde eczanelere gelirken ateş düşürücü , antibiyotik veremediğimiz ebeyvnlerle, dozunu düşürerek ilacının piyasada bulunmasını bekleyen insülin bağımlısı hastalarla birlikte öfkelenerek geçirdik bu süreci, geçiriyoruz.
İlaç tedarik zincirinin belli bir doğrultusu var. Kamunun tamamen özel ilaç firmalarına terk ettiği ilaç gibi stratejik bir ürün ilaç firmasında üretilir, ecza depolarına gelir, eczacılar depolardan temin ettikleri ilacı eczanelerde hasta ile buluşturur.
İlaç firmaları için bu düzende metalaşmış ürüne dönüşen ilaç, kar ettiğince anlamlıdır. Halk sağlığı ise lafügüzaftır onlar için.
İlaçta Euro kuru gelen zamma kadar 6.29 Tl kabul ediliyordu. Euro ise gerçeklikte yaklaşık 18 Tl.
İlaç krizinin başat iki sorumlusu ise Türk Lirasını değersizleştiren politikaları hayata geçirenler ve halktan ilaç kaçıran ilaç firmaları..
Kapitalizmin halk düşmanı çıktılarını bu çelişkili spazm arasında kalan eczacılar ve hastalar yaşarken çıkan bu KHK medya eliyle "eczacıların karlılığı arttı, ilaçlar zamlandı" şeklinde servis edilerek esas aktörleri maskelemeye çalıştı.
Sağlık, doğuştan kazanılmış haktır.
İlaç ise metalaşmadan hastaya sunulması gereken halk sağlığı silahı..
Ama başka bir düzende...