Enflasyon bir süredir en yakıcı iktisadi sorunumuz haline geldi. Paylaşılan fiyat etiketleri, elektrik-doğal gaz faturaları nedeniyle sosyal medyaya bakmaktan korkar olduk. Dün itibariyle güncel enflasyon oranları açıklandı. Ocak ayı itibariyle %48,7’ye yükselen yıllık TÜFE’nin bahar aylarında %60’ı zorlayacağı neredeyse kesin. TÜFE hesabında kullanılan sağlık ana harcama grubundaki fiyat artışları Ocak TÜFE’sinin bir miktar üzerindeyken bu görünüm içinde bulunduğumuz ay itibariyle kendini daha net gösterecek. Ortalamanın üzerinde fiyat artışlarının yaşanacağı sağlık ana harcama grubunun en önemli bileşeni ise %21’lik madde ağırlığına sahip ilaç fiyatları.
Her yıl şubat ortasında ilaç fiyat kararnamesi yayımlanıyor ve o yıl içerisinde ithal ilaçların fiyatlandırılmasında kullanılacak sabit Avro kuru belirleniyor. Yıllık ortalama EURO kurunun %60’ına karşılık gelen bu kur uygulaması SGK için kur dalgalanmalarından etkilenmemek anlamına gelse de ithalatçılar için aynı durum pek söz konusu değil. Sosyal amaçlarla düşük belirlenen “fiyatlandırma kuru” TL’deki dur durak bilmeyen değer kaybı sonucunda iyice düşük kalmakta, zamma bağlı tedarik eğilimi Aralık ve Ocak aylarında hiç olmadığı kadar güçlenmektedir.
TL’nin önde gelen bütün para birimleri karşısında dramatik değer kayıplarına uğradığı bir ortamda ilaç fiyatlarında önemli artışlar kaçınılmaz görünüyor. 18 Ocak’ta bazı ilaçlara %30-35 civarında gelen zammın ardından “Şubat genel zammı” ile ilaç fiyatları iyimser bir tahmin ile yaklaşık %40 artacak.
Bu artış oranı ilaç sektörünü tatmin etmeyeceği gibi yurttaşlar için bir “hastalanmama motivasyonu” oluşturacağa benziyor. Alım gücü iyiden iyiye düşen yurttaşlar açısından özellikle e-ticaret kanalından dolaşıma sokulan sahte ilaçlar ek bir risk öğesi olarak dikkat çekiyor.