Göçmen Sağlık Çalışanlarıyla Bir Arada Bir Mücadele Mümkün Olabilecek mi?

Son günlerde yükselen hekim sendikacılığı, hekim göçü ve hekim istifaları ile Cumhurbaşkanı'nın bu konuda yaptığı "giderlerse gitsinler" açıklaması gündemimizdeki önde gelen konular oldular. Bu açıklamada gerekirse yurtdışına giden hekimlerin geri çağrılacağına dair bir ifade de vardı. Türkiye'den göç eden hekimlerin geri dönmesi düşük bir olasılık olsa da Türkiye'ye yönelen yoğun göç içinde çok sayıda hekim ve de hekim dışı sağlık çalışanı var. Uzun süre diplomaları tanınmayan, bir bölümü kayıtdışı biçimde sağlık hizmeti veren bir bölümü ise tekstil gibi sektörlerde çalışmak zorunda kalan azımsanamayacak bir göçmen grup. 2 Hafta önce Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Müdürlüğü tarafından açıklanan 134. ek tercih ve yerleştirme işlemlerine ait Aile Hekimliği hizmet sözleşmesi imzalanan yirmi iki doktorun sadece altısının Türk olduğuna dair haberler yapıldı. Mevcut siyasi söylemlere bakılınca, şimdiye dek diploma ve denklikleri sağlanmayan çok sayıda göçmen sağlıkçının mesleklerini icra etmelerinin önünü açan ve hatta bir sağlıkçı göçünün önünü açan eğilimler mümkün olabilir. Peki bu durumda hem yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığının karşısında durup hem de göçmen sağlık emekçilerinin en alttaki koşullara razı gelmelerine ve mesleğin değersizleşmesine karşı koyan birleşik bir mücadele mümkün olabilecek mi? Yoksa hekim ve hekim dışı sağlık çalışanlarının bölünmesinin bir adım ötesine geçilerek Türk hekimler, Suriyeli hekimler, İranlı hemşireler ayrı mücadele alanları mı yürütecekler? Geleneksel mücadele araçlarıyla ve sağlık mesleklerine dair geçmiş bilgilerimizle bu yolu yürümek mümkün olmayacak gibi görünüyor. Hem Türkiyeli hekimleri göçe zorlayan koşulları değiştirmek, hem etnik ayrımcılıkla mücadele etmek hem de sağlık meslekleri içindeki çatışmayı birlikte mücadeleye evriltmek gibi çok sayıda alanda aynı anda çaba göstermek nasıl mümkün olabilir?


Yorumları görüntülemek için giriş yapmalısınız.