Eczacılar 16 Ekim'de Ankara'da Büyük Eczacı Mitingine hazırlanıyorlar. Eczacıları buna iten nedir?
Eczacılar yıllardır yaşadıkları sorunları anlatıyorlar. Bırakın çözüm bulmayı işlerin kötüye gitmesiyle canları daha çok yanıyor. Mevcut iktidarın ortaya koyduğu piyasacı sağlık politikaları ilaçta da etkisini gösterdi. Sağlık hizmetlerinin çok “tüketilmesi” ve hasta olmak üzerine kurulu sistem ilacı da bir tüketim nesnesine dönüştürdü. Kişi başı yıllık ilaç tüketimi 2002 yılında 10 kutu iken bugün 30 kutuya çıktı. Sistemin yurttaşlar ya da eczacılara değil çok uluslu ilaç şirketlerine yaradığı anlaşılıyor.
Serbest eczaneler gittikçe düşen kârlılık oranlarından ve artan maliyetlerden bunalmış durumda. Kârlılık oranlarında ilaç fiyatlarına göre azalan tarife uygulanıyor. Ancak şaka gibi, bu tarifeyi belirleyen fiyat aralıkları 2004 yılından bu yana güncellenmemiş durumda. 2009 yılında ve geçtiğimiz temmuz ayında kâr paylarında yüzde bir ile üç arasında iyileştirmeler yapılsa da eczacıların uğradıkları kayıpları karşılamıyor. Kabaca açıklamam gerekirse, ilaç fiyatları arttıkça daha çok ilaç, kâr oranlarının düştüğü 100-200 TL ve 200 TL’den yüksek kategorisine giriyor. Oysa TÜFE’ye göre bu aralıklar güncellenseydi 2021 yılı için 100 TL olan sınır 375,36 TL, 200 TL olan sınır 750,71 TL olacaktı. Bu yıl enflasyona göre bu rakamları yüzde 80 daha artırmamız gerekiyor. Kısacası eczacıyı enflasyon ve dövizdeki artışlar karşısında ezdiren bir model ile karşı karşıyayız.
Hesaplamalara göre eczanelerin brüt kâr oranları 2002 yılında yüzde 17,2’den 2019 yılında yüzde 13,8’e gerilemiş durumda. Aynı dönemde karşılanan reçete sayısı ise 113 milyondan 401 milyona çıktı. Yani iş yoğunluğu ve eczane giderleri katlandı. Pek çok eczane kapanma tehlikesi ile karşı karşıya.
Kamuda çalışan yaklaşık dört bin eczacı ise yıllardır yok sayılıyor. Son yayınlanan ek ödeme yönetmeliğinde büsbütün mağdur edildiler. Hakkaniyete uymayan ve çalışma barışını bozan bu durumu günlerdir Sağlık Bakanlığı’na anlatmaya çalışıyorlar ama muhatap bulamıyorlar.
Artan ilaç yoklukları ciddi bir sorun ve eczacıları da hastaları da büyük sıkıntıya sokuyor. Fiyat farkı çıkarmayan ilaç neredeyse kalmamış durumda ve farklar her geçen gün katlanıyor, hastalar cebinden karşılıyor. Bu durum eczanelerde tahsil edilen katılım payları ve reçete bedelleriyle birleşince hastalarla eczacıları sık sık karşı karşıya getiriyor.
Kontrolsüz açılan eczacılık fakülteleri bir yandan eczacılık eğitiminin niteliğini düşürürken bir yandan da genç eczacılar için işsizlik sorununu ortaya çıkarıyor, mesleğe zarar veriyor.
Sağlıklı olmak, ilaca, aşıya güvenle ulaşmak istiyorsak eczacıların çığlığına kulak vermeli ve haklarının arkasında durmalıyız.
Konuyu bu akşam 21:00'da Forum Sağlık 2023'de Fikir Çemberi Etkinliği'nde de tartışacağız. YouTube hesabımızdan canlı yayınlanacak, bekleriz.