Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün Beştepe’de yaptığı konuşmada “Doktorlar az para aldığı için ayrılıyorlar. Samimi konuşuyorum. Dost acı söyler. Bu hastaneleri inşa eden biziz. Doktorları okutan yetiştiren devlet değil mi? E bu devlet sizi okuttu, yetiştirdi. Az para veriyormuşuz. Sordum en az alan ne alıyordur 8-9 bin, en çok alan ne alıyordur 25 bin civarında. Buna rağmen özel sektör daha büyük paralar verdiği için kaçıp gidiyorlarmış. Açık konuşuyorum, varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Bunlarla yola devam ederiz. Daha da ileriye gidiyorum. Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle buraya davet eder, istihdam ederiz. Buralar boş kalmaz merak etmeyin. Asistan doktorlarımızla yola devam ederiz. Doktorluk gibi aziz bir mesleği sadece paraya bina etmek, dayamak herhalde pek de insanı değildir.” sözlerini duyduğumda/okuduğumda epeyce tedirginlik duydum.
Tedirginliğimde siyasal iktidar tarafından geçmişte sıklıkla başvurulan ve emekçileri birbirine karşı kışkırtan “elitizm”, “halktan kopukluk” etiketlenmesinin bu kez hekimler üzerinden başlatılmak istenmesi olasılığıydı. Bu olasılık henüz ortadan kalkmış değil… Önümüzdeki günlerde yandaş kalemşörlerin hareketine bakarak riskin düzeyini görebiliriz.
“Elitizm”, “halktan kopukluk” kavramları ülkemizde siyasal iktidar tarafından siyasal hegemonyanın tesisinin ideolojik/kültürel yapıtaşlarından birisidir.
Buna göre alt/orta sınıf bir aileden gelen, tıp fakültesini bitirmiş, uzmanlığını almış, emeğiyle geçinen, sanatsal-edebi-kültürel beğenileri olan bir hekim “elitist”tir. “Elitist” olduğu için de, “kendisini okutan yetiştiren devlete ve devletin kendisine sunduğu olanaklara karşı sorumsuz/kayıtsız” davranmaktadır.
“Bunca işsizlik varken”, kendisine sunulan 8-9 bin liradan 25 bin liraya kadar varan parayı beğenmemekte, üstelik “Doktorluk gibi aziz bir mesleği sadece paraya bina etmek, dayamak herhalde pek de insanı değildir” ifadesinde görüleceği üzere “halktan kopuktur”.
Siyasal iktidar için geçmişte epeyce kullanışlı olan “elitizm”, “halktan kopukluk” kavramlarının bu kez hekimlerin etiketlenerek emekçi sınıflar aleyhine kullanılabileceği uyarısına ilişkin bir olanak da söz konusudur. Hekimler, sevgili Bayazıt’ın yazdığı gibi birbirleriyle, sağlık çalışanlarıyla, hastalarıyla ve toplumla bir arada olmayı başararak etiketleri yırttıkları gibi mücadele sınırını ileri çekebileceklerdir de…