Birkaç saat önce haber "düştü": Cumhurbaşkanı "doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlarmış, gidiyorlarsa gitsinler, buralar boş kalmaz" demiş, kendi ifadesiyle açık konuşmuş.
Son aylarda giderek artan bir tempo ile hekimler başta olmak üzere sağlık çalışanları en genel anlamıyla memnuniyetsizliklerini ve taleplerini dile getiriyor ve yazılı, sözlü, fiili eylemlerle somutluyorlardı. Önümüzdeki hafta boyunca da "söz kesilmiş" eylemler için top iktidarın (bunu tek karar verici pozisyonu nedeniyle Cumhurbaşkanı olarak tanımlamak hatalı olmaz) üzerine doğru (şut-orta karışımı) oldukça sert "süzülüyordu". Cumhurbaşkanı üzerine gelen topu gördü ve bu açıklamasıyla, deyim yerindeyse, topa gelişine vurdu!
Meslek örgütü, sendika, dernek vb "ilgili, gözü kesen" yapılar hızla açıklama yaparlar muhtemelen. Ama bu Forum'da, bu açıklama 'mevcut sağlık politikası ve bundan sonrasına yönelik farklı bir şey söylüyor mu?'yu ... konuşmakta yarar var.
Cumhurbaşkanı dedi ki: Ben zaten çok sayıda (ve niteliksiz) hekim yetiştirme politikamla bugünlerin hesabını yapmıştım. Buna paralel olarak uzman yetiştirme politikamı da kurdum, Tıpta Uzmanlık Sınavı kadrolarını akıl almaz sayılara çıkardım (Tıpta Uzmanlık Kurulu önüne gelen güncel sayıları açıklar mı?). Nitelikli sağlık hizmetine ihtiyaç yok, AVM kılıklı binalar yeter, içinde çalışanları da halka hedef göstererek bu hizmeti "sürdürürüm".
Hal kabaca böyle ise Hükümet'in/Cumhurbaşkanı'nın sağlık politikasının değişmediğini, taktik vb adımlar bile geliştirmekten yoksun olduğunu, 'daha da beter yaparım'a oynadığını söyleyebiliriz.(Cevdet Erdöl'ün, Bekir Bozdağ'ın, Fahrettin Koca'nın pansuman girişimleri, durumu "düzeltme" hamlelerinin de ömrü görüldü).
Toparlamak gerekirse... artık sağlık alanında (da) bir enkazla karşı karşıya olduğumuz -görmek istemeyenler için bile- aşikar. Hekim olarak güncel/acil ihtiyaçlarımızı karşılayacak talepleri dile getirmemizden daha doğal bir tutum olamaz ama bilmeliyiz ki hızla "tükenecek". O nedenle 2023'ün eşiğinde bütünlüklü bir sağlık politikası talebinin kurucu unsuru olarak da sorumlu davranmalı. Bu sorumluluk "ben hekimim sağlık çalışanı değilim" gibi tepkiselliği anlaşılır ama kabul edilemez ifadelerle büyütülen tutumların ekibin farklı yapı taşlarıyla ve giderek hastalarımız/halkla karşı karşıya getirilmesi/çatıştırılmasıyla yerine getirilemez. "ötekinin" değerini bilenler kendi değerlerini de görünür kılabilirler. Bugün değerlerin yerlerde süründüğü bir Türkiye iklimindeyiz, çıkış da değerler savunusundan kuvvet alan, bütünlüklü bir sağlık politikasını tasarlayarak ve "çağırarak" bu iklimi değiştirecek adımlarla gerçekleşecek.
Nihayetinde Cumhurbaşkanı'nın gelişine vurduğu top sahanın dışına çıkmadı, hekimlerin önüne düştü; gelişine vurmamak, iyi bir oyun kurucunun takımın (siz ekibin diye okuyun) bütün oyuncularını ortak bir ruhla hareketlendirerek, seyirciyi de yanına alarak topu kullanmasında yarar var.