Ben de oradaydım

Gezi davasından çıkan bu hukuksuz, korkunç cezaları ben beklemiyordum. İnsanlığa, vicdana, adalete inanan hiç kimse de, bu saçmalığı, bu derece acımasızlığı beklemez diye düşünüyorum. Bu ülkede yaşayan ve Gezinin içinde olmuş, ya da o sürece şahitlik yapmış herkesin de gayet iyi bildiği gibi bu cezalar da, bunca süre dört duvar arasında insanların yatması da akıl ve insanlık dışıdır. Gezi davasında yargılanan ve bu cezaları alan insanlar için derin bir üzüntü hissediyorum. Üzüntümün bir sebebi de bu insanlara verilen cezaların milyonlarca insanı temsilen, bugünden yarına yapılan hesaplar adına, bir toplumu sindirmek için verilmiş olmasıdır. 

Ben de Gezi’deydim. Heyecanla, umutla, neşeyle…İnsanlığımdan gurur duyarak hem de! Bana gezi boyunca ne para veren, ne de emir veren oldu! O karşı çıkışta insanlarda gördüğüm şey, onurdu. Dolayısı ile bu cezalar “insanlık onuruna” verilmiş cezalardır diye düşünürüm. 

Bu cezalar siyasi-stratejik bir grup kararın sonucu gibi duruyor. Bu kararlar ülkenin seçimlere doğru yürüdüğü, iktidar bloğunun oy oranının giderek eridiği, bu coğrafyada yaşayan insanların her anlamda”nefes alamadığı” bir döneme denk gelmiştir. Mahkemeden çıkan cezalar, sandığa kadar yürütülecek karanlık senaryoların uygulanabilirliğinin de, hem içerde hem de dışarda bir yoklaması olarak görünüyor bana. 

Davadan çıkan dehşet verici cezalarla, bugün bu topraklarda gençlerin iş bulamaması, dayanılmaz hayat pahalılığı, tarımın bitme noktasına gelmesi, çocukların okula bile gidecek şansı bulamamaları, iş kazalarında kaybedilen hayatlar arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyorum. Ve evet o insanlara hiçbir kanıt gösteremeden verilen onca ceza ile bu ülkenin yurttaşlarının bir muayene ya da radyolojik tetkik için üç hafta sıra beklemesi arasında bir ilgi var. 

Bunca yoksunluk, yoksulluk içinde yaşayan insanların sandıktan yine iktidar bloğunu çıkartmasının yolu nedir?


Yorumları görüntülemek için giriş yapmalısınız.