“… bildiğimiz haliyle dünya çöküyor ve yenisi henüz ufukta bile görünmüyor”*
Forum’um ana sorusu üzerine (1)’i böyle bitirmişim; bir yanıyla çok karamsar denebilir. Bunu teorize edenler var: “Ezilenlerin iyimserliği ezenlerin en güçlü silahlarından biridir”
“Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2022 Haber Bülteni” geçtiğimiz hafta yayımlandı. Bültende öncelikle dikkatimi çeken “Toplam ve Kişi Başı Hekime Müracaat Sayısı”nı gösteren tablo oldu.
Forum Sağlık 2023 kuruluşunda yer alanlardandı. Çok etkinliğimize katkı sağladı. En son Sağlık Hizmetlerinin Fiyatlandırılması ve Sağlık Hizmetlerine Etkileri oturumunda sunum yapmıştı. Hem bir araştırmacı hem de yaşamın ve mücadelenin içinde devrimci bir hekimdi.
AKP’nin yirmi yılı dolduran “Sağlık Reformu”nun hastalar-sağlık çalışanları-özel sağlık sermayesi üçgeni bağlamında tek kazananı pastanın kremasını sıyıran özel hastane patronları olurken…
Devlet eliyle yaratılan pahalılık karşısında çaresiz kalan çalışanlar ellerine geçecek para miktarına kilitlenmiş durumda tümüyle kişisel düzeye indirgenmiş seçim itişmesini izlediler.
Başlangıçta işler yolunda görünüyordu. Yılların ihmaliyle çökertilmiş SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığı’na devredilmiş… Böylece hem hastane kuyruğu görüntüleri ortadan kaldırılmış,
Emel Sayın ve Gönül Yazar‘ın güzel sesinden dinlediğimiz kulaklarımıza yer etmiş şarkı. Çocukluğuma dair nostalji. Ne yazık ki bu şarkı artık çocukluğumuzun güzel tınısını hatırlatmıyor bana. Nobran muktedirin dudaklarında otoriterleşti ve ne yazık ki karga sedasına dönüştü.
Hekimlerin kendilerinin de sağlık hizmeti alırken kaygılandığı, arkadaşlarından referans aradığı bir döneme girdik. Neden mi? Tıp eğitiminin seviyesindeki düşmeye en çok kendileri tanık oluyorlar da ondan!
Hekimlik tüm dünyada en saygın mesleklerden. Gençlerimizin bu mesleği benimsemeleri, tercih etmeleri, gönül vermeleri Türkiye için olumlu, teşvik edilmeli. Tıp eğitimine, mesleğe, sağlığa yönelik kötülüğün devam ettiğini görmek ise üzüntü verici.
Bu konuyu olması gerektiği gibi, bilimsel, sağlık hizmetlerinin ihtiyacına göre, kente ve tarihe hürmet ederek ele alabiliyor muyuz? Pek çok soruya olduğu gibi buna da olumlu cevap veremiyoruz.
Geçtiğimiz hafta Alanya´da bir aile hekimi, Dr. Melek Bağçe görevli olduğu aile sağlığı merkezinde boşanma sürecinde olduğu eşi Mustafa Bağçe tarafından katledildi.
Sağlık seçimde gündem olamadı. Üstelik sadece sağlık değil pek çok yaşamsal konu tartışılamadı. Özelleştirmenin ve fırsat eşitsizliğinin, dinselleşmenin bu kadar yaygınlaştığı eğitim de gündem olamadı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), tarafından 27 Nisan 2023’te yayımlanan COVID-19’a ilişkin haftalık durum raporunda dünya genelinde olgu ve ölüm sayılarının giderek azaldığı ancak Güney-Doğu Asya ve Doğu Akdeniz’de genel eğilimin aksine olguların ve ölümlerin artmaya devam ettiği bildirilmiştir.
Değerli Forum Sağlık okurları, ben yazmaktan usandım, sizler de büyük bir ihtimalle okumaktan usandınız ama Devlet onayı ile yurt dışından temin edilen ilaçlar ile ilgili en önemli olan Türkiye’de analiz basamağı hala ısrarla pas geçiliyor. Nedenini anlamak ise benim açından pek mümkün değil.
Geçen hafta Adalet ve Kalkınma Partisi 2023 Seçim Beyannamesi´ni törenle sundu. “Türkiye Yüzyılı İçin Doğru Adımlar” başlığını taşıyan ʺprogramʺ bazı bölümleriyle, sanki 21 yıllık iktidar partisinin değil, iktidara yeni talip olmuş bir partinin programı olarak servis ediliyor.
Son olarak şunu belirtmek isterim. Ben eski bir TİTCK çalışanıyım. 2014 Mart ayında başladım ve 2019 Kasım ayında kabul edilmeyen istifa dilekçemle kendimce bir aksiyon alarak TİTCK’dan ayrıldım.
İlgili hekimleri, hastaneleri ve de tedarik zincirindeki paydaşları bilgilendiren ve haftada bir düzenli olarak TİTCK web sitesinde yayımlanan “Yurt Dışı İlaç Listesi” neden 27.01.2023 tarihinden itibaren yayımlanmıyor? (Erişim Tarihi: 02.04.2023: https://www.titck.gov.tr/dinamikmodul/44)
Değerli Forum Sağlık okurları, bu yazıyı bir haftadan uzun süredir aklımda kurgulasamda belki bir şeyler olur, düzeltilir niyetiyle ertelemiştim ama her halde yine çok iyi niyetli ve umutlu davranmışım.
Geldiğimiz toplumsal kültür uyarınca, tıp fakültesini bitirmek neredeyse kimseye yetmemektedir. Tıpta uzmanlık eğitimiyle bir dalda uzman olmak sanki bir zorunluluk gibi algılanmakta, yaşam da biraz öyle akmaktadır.
Bu süreçte duruma ilişkin kafamda kurguladığım iki tıbbi senaryo vardı; 1- Sahte ilaç veya kalite-içerik analizi yapılmamış/denetim amaçlı analiz süreçlerinin devamlı ve habersiz şekilde uygulanmadığı ruhsatlı ilaç senaryosu, 2- Endikasyonsuz ve/veya bilimsel olarak uygun dozlar üstünde botoks kullanımı senaryosu.
Değerli Forum Sağlık okurları, içinden geçtiğimiz bu inanılmaz felaketin olduğu dönemde deprem bölgesindeki durumun, depremzedelerin ve oradaki çalışmaların en öncelikli konu olduğunu belirterek, ancak böyle kötü bir dönemde olsak bile itiraz edilmesinin gerekli olduğunu düşündüğüm bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Londra’nın içme suyundan trenlerine kadar özelleştirenler, kamu hastaneleri için kamu özel ortaklığını (PPP) icat edenler bunlardan çoktan vazgeçtiler. Çünkü suda güvenlik, trenlerde dakiklik, süreklilik, hastane için kira adı verilen soygun düzeni sürdürülebilir değildi.
Daha önceden, siz değerleri Forum Sağlık 2023 okurları ile paylaştığım ʺSahte İlaç Haberlerinin Ardından İki Öneriʺ başlıklı yazıda 1. kısımda değerlendirmeye çalıştığım devlet onayı ile yurt dışından temin edilen beşeri tıbbi ürünlerin analiz basamaklarına yönelik önerim güncelliğini kaybetmiştir.
Yardım alabilmek için başvuranların kaydedildiği Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sisteminde kayıt altına alınan yurttaşların sayısı 60 milyona ulaştı. Nüfusun yüzde 70.9’u yoksulluk envanterine girdi.
Sağlıkta Dönüşüm Projesiyle sağlığın metalaşması bildiğimiz ve her gün deneyimlediğimiz bir gerçek. Bu süreç sağlık alanındaki emek sömürüsünü yoğunlaştırdığı kadar yeni rant alanları yaratıyor.
Bildiğiniz üzere AKP ve Sağlık Bakanlığı Covid-19 salgını ile mücadeleyi operasyonel bir şekilde “yönetmedi”. Kesinlikle “yönetemedi” değil çünkü salgın politikaları aracılığıyla toplumsal yaşamı, çalışma disiplinini, meta/hizmet üretimini ve tedarik zincirlerini yeniden düzenlemeye çalıştı.
Hayatımızın gündemine pandemiyi getiren Coronavirüsün yeni üyesi tanımlanalı tam 3 yıl oldu. Zor geçen üç yıl. Politikacılar bitti dese de süren pandemi yeni varyant ve alt varyantlarla her biri kendine özgü dinamikleri olan dönemler halinde sürüyor.
Bu haber serisinin gündeme gelmesi ile hastalar, doktorlar ve eczacılar haklı bir huzursuzluk yaşamaya başlamıştır. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek olmadan konunun tıbbi boyutuna yönelik düzeltici basamakların bağımsız bilimsel kuruluşların önerilerine başvurularak düzenlenmesi çok kolay ve acilen yapılması gereken bir eylemdir.
Sayın Ağırel’in gündeme getirdiği yurt dışından temin edilen ilaçlar ile ilgili konuların hukuki süreçleri devam edecektir ve ilgili otoriteler tarafından soruşturmalar derinleştirilecektir. Ancak burada bir sağlık profesyoneli olarak dikkat çekmek istediğim 2 konu vardır.
Peki, tüm bu bilimsel gerçeklere rağmen neden Sağlık Bakanı inatla 18 yaş sınırı koymakta, aşıları ulusal aşı takvimine alacaklarını duyurduğu konuşmasında “ülkemizin sosyal gerçekliklerinden kopuk kararlar alınmasının kimseye bir faydası yok” demektedir?
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün sitesinde hala bulunan “HPV Aşıları” adlı sunumda “HPV ve Servikal Kanserin Zamansal İlişkisi” grafiğinde HPV enfeksiyonun 18 yaşında zaten pik yaptığı görülüyor.
24 Kasım’da TBMM’deki Sağlık Bakanlığı Bütçe Görüşmeleri sırasında Fahrettin Koca şu sözleri sarf etti: “HPV aşısının uygulanması konusunda bir çekincemiz asla yok. Ancak ülkemizin sosyal gerçekliklerinden kopuk kararlar alınmasının kimseye bir faydası yok.
Hekimlerin serbest çalışma hakkını kısıtlayan 6 Ekim yönetmelik değişikliğinin önemini hekimlerin büyük bir kısmı içselleştirdi dersem kendimizi kandırmış olurum.
Sağlıkta Dönüşüm Programının ağız diş sağlığı alanında etkisini göstermeye başlamasıyla beraber gerek toplumun ağız sağlığı göstergelerinde gerekse dişhekimliği mesleğinin saygınlığında olumlu bir gelişme olamadığı ortadadır.
Sağlıkta eşitsizlikler tüm dünyada belirgin sorun olmaya devam ediyor. Hem ulusal hem de uluslararası ölçekte sağlık sistemi, ekonomik, siyasal, toplumsal eşitsizlikler sağlığımızı bozuyor.
Türkiye´de çalışan hekimler olarak sağlıkta dönüşüm programı kapsamında 2002 yılından itibaren yaşadığımız hak kayıplarına bir yenisi daha eklenmek üzere.
Karşıdevrimden bir buçuk yıl sonra devrimcilerin yayın organı Die Rote Fahne´de kitlelerin trajedisi şöyle anlatılıyordu:
ʺBerlin´de olup biten şey, belki de tarihteki en kitlesel eylemdi.
Daha önce 16 Ekim´de yapılması planlanan ancak Bartın´da yaşanan işçi cinayetleri gerekçe gösterilerek ertelenen, sonrasında duyurulan tarih olan 27 Kasım´da, yani geçtiğimiz Pazar yapılan Eczacılık Mitingi´ndeydim ben de binlerce meslektaşım gibi.
17 Kasım 2022’de yapılan “Şehir Hastaneleri: Ne Yapmalı” forumu çok yararlı oldu benim için. Öncelikle toplantı için Dr. Eriş Bilaloğlu’na, Av. Özgür Erbaş’a, Prof. Dr. Uğur Emek’e ve tüm katılımcılara teşekkür etmek isterim.
22 Kasım´ın ʺDişhekimliği Günüʺ kabul edilmesinin nedeni, Prof. Ziya Cemal Büyükaksoy tarafından Tıp Fakültesi Muallimler Meclisi´nin zabıt defterinde bulunan Dişçi Mektebi bütçesinin 22 Kasım 1908´de Maarif Nezareti´ne gönderilmesidir.
ForumSağlık23, “Cumhuriyet’in yeni yüzyılında nasıl bir sağlık sistemi” sorusuyla başladı. Sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılında bir çağrıda bulundu: “daha iyi bir Cumhuriyet, daha iyi bir sağlık sistemi hep birlikte düşünelim” diye.
Türkiye´de sağlık sisteminin çöktüğüne ilişkin Osman´ın yazdıklarından çok daha fazla belirti var. Muayene bekleme listeleri, aile hekimliği çıkmazı, hekim beyin göçü, şehir hastaneleri rezaleti, sağlıkçılara şiddet vb.
Bundan yirmi yıl önce, 3 Kasım 2002’de iktidara gelen AKP’nin sosyal politika alanında öne çıkan alanlardan biri sağlık oldu. Bugün itibarıyla yirmi yıl öncekinden çok farklı bir sağlık sistemiyle karşı karşıyayız.
Toplum sağlığı önünde çok önemli bir engel olan yoksulluk, sağlıklı beslenmeyi de imkânsız hale getiriyor.
Çünkü yoksul insanlar tek tip, dengesiz ve enerji yoğunluğu yüksek gıdalarla beslenmek durumunda kalıyor.
Ülkemizde uzunca bir süredir ʺilaç yokluğuʺ konuşuluyor, birçok mecrada değişik veçhelerden ele alındı. Şu günlerde bu konuyu dile getirirken halk sağlığının çıkarıyla kaderini ortaklaştırması gereken eczacılar, meseleyi kamuoyuna aktarırken kavram setini doğru yerden kurmakla da mükellef.
Yıllardır açılışı ertelenen, Yaklaşık 3800 yataklı dev bir yapıdan söz ediyoruz. Böylelikle 2011 seçimlerine giderken Ankara için tanımlanan ikinci ʺçılgın projeʺ de tamamlanıyor (Diğeri Bilkent Şehir Hastanesi idi).
Ülkemiz bir şiddet sarmalında. Trafikte şiddet, kadına, çocuğa, hayvana şiddet… Sorunu çözmek için en ağır cezaların uygulanması önemli ama öncelikle bu şiddet dilinin bırakılması gerekiyor.
Türk Eczacıları Birliği (TEB) ve 54 Eczacı Odası´ndan beklenen açıklama geldi.
Son aylarda eczacılık camiasında bir ses yükseltmeye tanıklık ediyoruz.
Eczacılığın tüm alanlarında yaşanan sorunlar arşa dayandı.
Türkiye genelinde büyük sorun olan şehir hastaneleri gerekçe gösterilerek kapatılan hastaneler konusu en fazla Ankara´yı etkiliyor. Ankara´da Etlik Şehir Hastanesi bu hafta açılıyor.
Forum Sağlık 2023’ün 25.08. 2022 tarihinde gerçekleştirdiği Twitter Sohbet Odası etkinliğinde öne çıkanları aktarmak istiyorum. Etkinlikte moderatörlüğü Bayazıt İlhan, konuşmacılığı ise Onur Çeçen ve Ebru Basa yaptılar.
Kamu özel işbirliği denilen finansman modeli kullanılarak yapılan şehir hastaneleri ile ilgili pek çok sorun var. Önemli konulardan biri bu hastaneler gerekçe gösterilerek en köklü ve en önemli hastanelerimizin sırayla kapatılması.
Ücretlendirme ile ilgili sorunlar ülkemizde çoğunlukla sağlıkta neo- liberal politikaların uygulanmasıyla başladı. Benim hekimlik yaptığım ve sağlığın kamu hizmeti olduğu yıllarda hekim ücretlendirmesi ile ilgili bir sorunu ne ben yaşadım, ne kimsenin yakındığını işittim.
Birçok özel hastane ve sağlık kuruluşu, her türlü tıbbi işlem için SUT bedellerinin %200’ü ve çok daha ötesi olan bedeli ilave ücret adı altında vatandaştan almaktadır.
Bu hastaneler: Onkoloji Hastanesi, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Hastanesi, Dr. Sami Ulus Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi, Etlik Zübeyde Hanım Doğumevi ve Ulucanlar Göz Hastanesi. Her biri eğitim ve araştırma hastanesi vasfında, sadece Ankara’ya değil, tüm Türkiye’ye hizmet veren, özellikle yoksul yurttaşlarımız için vazgeçilmez hastaneler.
Mayıs ayının 13´ünde Dünya Sağlık Örgütü´ne İngiltere´den bildirilen ilk maymun çiçeği olgusuyla birlikte başlayan süreç 23 Temmuz´da DSÖ´nün maymun çiçeği hastalığını ʺküresel acil durumʺ ilan etmesiyle farklı bir boyuta ulaştı.
Forum Sağlık 2023’ün 21 Temmuz 2022’de gerçekleştirdiği Twitter Sohbet Odası etkinliğinde öne çıkanları aktarmak istiyorum. Etkinlikte moderatörlüğü Dr. Naki Bulut, konuşmacılığı ise Av. Ziynet Özçelik yaptı. Katılımcılar da soru ve yorumlarıyla katkı verdiler. Tamamının kaydını Forum’un Twitter hesabında dinleyebilirsiniz
Geçtiğimiz hafta, bayram önü KHK´sıyla normalde her sene Şubat ayında belirlenen ilaçta Euro kuru ilk defa Temmuz ayında da bir kere daha güncellenerek ilaç fiyatlarında %25 artış oldu. Eczacılar ve meslek odaları ise bir süredir ilaca zam yerine 13 yıldır güncellenmeyen ilaç fiyat kararnamesinin güncellenmesini istiyordu.
6 Temmuz 2022´de bir hekim ve avukat yaptıkları iş nedeniyle saldırıya uğrayarak öldürüldü. Şiddet her geçen gün bir iletişim türü olarak hayatımızda daha fazla yer ediyor. Bir konuda haksızlığa uğradığını düşünen kişilerin bir bölümü yumruğa veya silaha sarılmayı bir hak olarak görüyor.