ForumSağlık2023

Maden kazalarının yönetimsel nedenleri

100 Yıldan Öğrendiklerimiz

1970'li yıllara gelinceye değin madencilik hem ülkemizde, hem de dünyanın pek çok ülkesinde devlete bağlı kuruluşlar  tarafından yürütülmekteydi. İnsan ve çevre sağlığı açısından son derece riskli bir sektör olan ve iş güvenliğinin yanı sıra çevre güvenliği açısından sermaye birikim rejimine konu edilmemesi gereken madencilik sektörü 1970'li yıllardan sonra özel sektörün faaliyet alanı haline gelmeye başladı. Bu süreçte devlete ait madencilik işletmelerinin özelleştirilmesi ve özel sektöre yeni maden işletmesi sahalarını açma yetkisi verildi. Ancak madencilik sektöründeki özelleştirilmesi bununla da sınırlı kalmadı. Kamuya ait maden işletmelerinin de artık özel sektör mantığı ile işletilmesi söz konusu olmaya başladı. Kamu işletmeciliğinin özel sektör mantığı ile yapılması iş güvenliği ve çevre güvenliğinin ilkelerinin geri plana itilmesi ile sonuçlandı.

Kamu kurumlarının özel sektör mantığı ile işletilmesi açısından önemli dönüm noktalarından birini ülkemizde 2003 yılında kabul edilen 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanun'u oluşturmuştur. Performans yönetimine ilişkin olarak önemli düzenlemeler getiren bu Kanun ile birlikte, ülkemizde birçok kamu kuruluşunda performans yönetimi uygulamaları hayata geçirilmeye başlanmıştır. Kömür madeni gibi işletmelerin özel sektöre yön veren kar/zarar mantığına göre belirlenen performans ölçütleri uyarınca yönetilmesi, son derece riskli olan bu işletmelerde kazaları önleyecek iş güvenliği kültürünün gelişmesini ve gerekli önlemlerin alınmasını zorlaştırmaktadır. 

Maden işletmeciliğinde performans yönetimi uygulaması ile birlikte iş güvenliği uygulamalarının adeta kalite yönetim sistemlerinin bir uzantısına indirgenmiş olduğu görülmektedir. Madencilik gibi riskli sektörler açısından kritik önemi bulunan işçi sağlığı ve iş güvenliği kurullarının işlevlerinin, kurumların performans ve verimlilik hesaplarının gölgesinde kaldığı ve alınması gereken iş güvenliği önlemlerinin savsaklanmasının söz konusu olduğu görülmektedir. Amasra TKİ işletmesine bağlı madende meydana gelen kaza sonrası Türk-İş Genel Başkanı Ergun Atalay'ın yaptığı açıklama, kazaların olmaması için alınması gereken önlemlerle ilgili konuşmaların cenazelerin kaldırılmasından sonra yapılacağını düşündürmektedir. Türk-İş Bakanının bu açıklaması*, iş kazalarının önlenmesi için işçi ve işveren temsilcilerinin katılımı ile oluşturulması beklenen, işçi temsilcilerinin iş kazalarının önlenmesinde önemli roller üstlendiği işçi sağlığı ve iş güvenliği kurullarının ülkemizde formalitenin ötesine geçemediğini düşündürür niteliktedir. 

*: Türk-İş Başkanı Ergun Atalay'ın Amasra TKİ maden kazası sonrası yaptığı açıklama için; https://twitter.com/turkiskonf/status/1581219574866882561?t=LZMzuZJpGnUAvvKsWIfk3Q&s=08

Yazının tamamını okumak için; https://saglikarastirma.blogspot.com/2022/10/maden-kazalarnn-yonetimsel-nedenleri.html

 

https://saglikarastirma.blogspot.com/2022/10/maden-kazalarnn-yonetimsel-nedenleri.html

Yorum Ekle

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmanız gerekmektedir.